Serena ve Blair Takımı Savaşı: Asla Eskimeyen Bir Moda Savaşı!
Yazı Boyutu:
Merhaba Yukarı Doğu Yakalılar! Manhattan’ın seçkinlerinin skandal hayatlarıyla ilgili kaynağımız Gossip Girl üzerinden yıllar geçmesine rağmen etkilemeye devam ediyor.
Tasarımcı çanta ve ayakkabıları, lüks, gösterişli ve eşsiz parçalarıyla New York’un en gözde stil ikonları yine moda tartışmalarının baş rolünde. Eforsuz havalı duruşuyla girdiği her yerde bakışları üzerine çeken it girl Serena van der Woodsen mi? Yoksa daima şık görünümüyle dikkat çeken Amerikan rüyası Queen B mi? İnceliyoruz.
Manhattan’ın Yukarı Doğu Yakası’ndaki bir grup zengin liselilerin skandal dolu hayatlarını konu alan Gossip Girl, dramaları ve karmaşık aşk üçgenleriyle ilk yayınlanmasının üzerinden tam 16 yıl geçmiş olmasına rağmen hala kendinden sıkça söz ettiriyor. Dizinin yayınlandığı günden itibaren bir fenomene dönüşmesindeki en büyük etkenlerden biri de hiç şüphesiz moda tercihleri.
Stille Fark Yaratan Sahneler
Dizinin açılış sahnesinde karşımıza ilk olarak sarı uzun saçlarıyla Serena (Blake Lively) çıkıyor. Bir sene kaldığı yatılı okuldan dönen Serena, henüz 16 yaşında olmasına rağmen çizgili tişörtü ve kot pantolonunu kombinlediği vintage kahverengi ceketi, Coach kol çantası, Louis Vuitton valizi ve desenli fularıyla dikkatimizi çekmeyi başarıyor. Çabasız görünümüne rağmen oldukça stil sahibi tercihler yapan Serena, boho tarzını birleştirdiği model off-duty tarzıyla genç, dikkat çeken, havalı bir şehir kızı olacağının sinyallerini ilk andan itibaren veriyor.
İlerleyen sahnelerde ise hacimli saçları, siyah Anna Sui elbisesi, desenli külotlu çorabı ve ilerleyen bölümlerde imzası haline dönüşecek tacıyla Blair’ı (Leighton Meester) görüyoruz. Oldukça feminen, şık ve gösterişli bir karakter olacağını diziye yaptığı giriş ile belli eden Blair, aynı zamanda Serena ile zıt bir karakter olacağını da bizlere gösteriyor.
Birbirlerinden çok farklı olan Serena ve Blair, dizi boyunca her ne kadar kavga etseler, zıtlaşsalar ve zaman zaman küsseler de güzel bir kontrastın içinde var olarak birbirlerine bağlı, kimi zaman eğlenceli, korumacı ve bugün bile hala en yakın arkadaşlık denince aklımıza gelen bir ikiliye dönüşüyorlar.
Her ne kadar karakterleri, olaylara ve durumlara verdikleri tepkileri, yaşam tarzları ve insan ilişkileri zıtlıklarını büyük ölçüde ortaya koysa da birbirinden çok farklı olan stilleri bu zıtlıklarını tamamlıyor ve skandallarla dolu drama dizisini aynı zamanda bir moda trendine de çeviriyor.
Bugün hala stillerinden ilham aldığımız Serena ve Blair, televizyon tarihinin eskimeyen ve uzunca bir süre daha eskimeyecek genç, güzel ve gösterişli moda ikonları haline geliyor.
Eric Daman ve Gossip Girl Stili
Bu aşırı ayrıcalıklı iki genç kızın tabii ki dolaplarındaki her parça yüksek moda markalarından. Gerek okula giderken okul üniformalarını tamamladıkları hırkaları, taçları, çantaları ve ayakkabıları; davetlerde giydikleri aşırı gösterişli, şık gece elbiseleri; gerek yurtdışı stilleri, gerek üzerlerine attıkları kabanları ve gerekse gecelikleriyle Gossip Girl, yüksek moda markalarından yaptıkları zevkli tercihleriyle izleyicisine adeta bir görsel şölen ve moda şovu sunuyor.
Dizi boyunca başlıca yüksek moda markaları Chanel ve Dior dikkatimizi çekse de Fendi, Zuhair Murad, Diane von Furstenberg, Marchesa, Oscar De La Renta, Ellie Saab ve Ralph Lauren gibi yüksek moda markalarından eşsiz tasarımlara da yer veriliyor. Hatta dizinin stil ekibi de tasarıma el atıyor ve dizinin kostüm tasarımcısı Eric Daman, Blair’ın dizinin birinci sezonu 10’uncu bölümü Hi, Society‘de giydiği gümüş, omzunda büyük bir fiyonk, eteklerinde katlarla ve desenlerle süslenmiş romantik kotilyon elbisesini kendisi tasarlıyor. Yine dizide Blair’ın moda tasarımcısı annesi olarak karşımıza çıkan Eleanor Waldorf’un tasarımları da stil ekibi ve Eric Daman tarafından yapılıyor.
Styling ve tasarım anlamında öncü dizilerden biri haline gelen Gossip Girl, Blair Waldorf’un taçlar ve saç bantları, desenli ve renkli opak külotlu çorapları ve katmanlanmış aksesuarları bugün hala karşımıza çıkan trendlerin altına da imzasını atıyor.
Bu kadar başarılı ve öne çıkan görünümlerin arkasında yalnızca iyi seçilmiş yüksek moda parçaları değil Eric Daman’ın yaratıcı vizyonu ve karakterleri ve iç dünyalarını anlayabilme kabiliyeti de yatıyor. Öyle ki, Serena’nın sıklıkla giyindiği mini etekleri, elbiseleri ve derin dekoltelerini düzenli bir ev hayatının olmamasına ve çok sayıda üvey babaya sahip olmasına bağlarken, Blair’ın her zaman iyi giyinen, güçlü bir kadın gibi görünme arzusunu yeme bozukluğuna; yargılayıcı ve onaylamayan bir anneye sahip olmasına bağlıyor.
{20787}
Serena van der Woodsen Stili
Serena, özgür ruhlu, kuralları yıkan, umursamaz, neşeli, dışa dönük ve özgüvenli bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Dağınık uzun sarı saçları, uzun boyu ve daima gülümseyen yüzüyle oldukça dikkat çeken, enerjisiyle her girdiği ortamda dikkatleri üzerine çekmeyi başarabilen ve bunu çok doğal bir şekilde yapan biri.
Serena’nın çekiciliği ve havalı duruşu içeriden, doğal bir şekilde geliyor ve bu dış görünüşüne ve giyindiklerine de yansıyor. Giyindiklerine çok fazla çaba harcamıyor; ultra lüks dolabından üzerine bir şeyler geçiriyor ve mutlaka öne çıkacak, çoğu zaman parlak imza bir parçayla görünümünü tamamlıyor. Boho stilini downtown kızı stiliyle birleştiren Serena’nın tarzı ise 90’ların it girl’ü ve boho stilinin öncülerinden olan Kate Moss’tan ilham alınarak oluşturuluyor.
Genellikle üzerine iyi oturan dar kot pantolonu ile gördüğümüz Serena, çizmelerinin içine soktuğu kotunu basic tişörtlerle kombinliyor ve kombinini yelekleri, iyi dikilmiş blazer ceketleri, deri montları ve trençkotlarıyla tamamlıyor. Daima gitmek zorunda olduğunu söyleyen Serena’nın bu ‘üzerine hızlıca geçirilmiş’ görünümü bir imza görünüm haline geliyor ve Serena, bu çabasız görünümünü mutlaka bir atkı, uzun, büyük kolyeler, zaman zaman şapkalar ve imza çantalarla süsleyerek her girdiği ortamdan stil sahibi bir çıkış yapmayı başarıyor.
Dizinin kostüm tasarımcısı Eric Daman, Serena’nın bu çabasız duruşu onun ‘uluslararası bir kuş’ olmasına bağlıyor. Zaman zaman Avrupa seyahatlerine çıkan ve önceden çıkmış olduğu seyahatlerden bahseden Serena, Avrupa’dan getirdiği lüks parçalarına şehirli bir dokunuş ekliyor ve dağınıklığıyla özgünleşmiş sarı dalgalı saçlarının da yardımıyla daima umursamaz ve harika görünüyor.
Daman, Serena’nın bu umursamaz, ‘uluslararası’ tavrını Italian Vogue ile özdeşleştiriyor ve Serena’nın modaya karşı daha özgür ruhlu ve asi bir yaklaşımı olduğunu söylüyor.
Modaya her ne kadar umursamaz ve çabasız bir tutumla yaklaşsa da dolabı yüksek moda parçalarından oluşan Serena’nın olmazsa olmazı ise kesinlikle ışıltı. Gerek ceket tercihlerinde, gerek davetlerde giyindiği elbiselerinde, gerekse üzerine geçirdiği tişörtlerinde hatta okul üniformasının üzerine giyindiği hırkalarında bile mutlaka ışıltıya yer var.
Altın sarısı, Serena’nın dolabını ve renk paletini oluşturan en temel element; öyle ki, hayatındaki en önemli anlarında üzerinde hep parlak, altın sarısı bir elbise görüyoruz. İlk bölümde şehri terk etmesine sebep olan Shepherd düğününde üzerindeki parlak, sarı elbisesi karanlık kesitlerden parlamayı başarıyor. Hayatının aşkı Dan ile ilk buluşmasında payetli ve altın sarısı bir Tory Burch elbise, kotilyonda önünde payetli küçük bir fiyonk bulunan, etekleri drapeler ve güllerle süslenmiş, altın sarısı romantik bir Pamela Dennis elbise ve düğününde altın sarısı Georges Chakra bir gelinlik giyiniyor.
Altın sarısıyla özdeşleşen Serena’yı en çok gördüğümüz diğer renkler ise metalikler, pasteller, toprak tonları ve griler. Blair’a göre daha sade ve risksiz seçimler yapan Serena, görünümlerine renk katmak istediğinde ise sarı, pembe, turuncu, kahverengi, gri, bordo ve mavi tercih ediyor. Serena’nın stilini oluşturan diğer elementler ise diz üstü çoraplar, renkli, desenli külotlu çoraplar, diz üstü çizmeler, Oxford ayakkabılar, ekoseler, kravat, vücudu saran elbiseler, maxi elbiseler ve büyük çantalar.
Blair Waldorf Stili
Entrikaları, başarı hırsı, istediğini almadaki kararlığı, liderlik vasfı ve tüm bunları yaparken daima şık gözükmesiyle Blair, ‘kraliçe’ ünvanını sonuna kadar hak ediyor. Üzerine tam oturan mükemmel dikilmiş kıyafetleri, kahverengi, bol hacimli dalgalı saçları, imzası haline gelen taçları ve keskin tavırlarıyla Blair, dizinin başrolü olmasa da zaman içinde başrolden rol çalmayı başaran ikonik karakterlerden.
Mükemmelliyetçi, titiz, ince düşünen ve hayatı fazla ciddiye alan Blair’ın bu tavrı, onun dış görünüşüne ve giyindiklerine de yansıyor. Serena’nın aksine saçları her zaman yapılı ve derli toplu gözüken Blair, görünümleriyle moda tasarımcısı bir annenin kızı olmanın hakkını fazlasıyla veriyor. Blair, modayı biliyor ve bunu görünümlerine yansıtmaktan kaçınmıyor.
Blair’ın görünümlerinde en göze çarpan detay, kıyafetlerinin daima ona özel dikilmiş gibi ve aşırı lüks durması. Daman, bu durum için ‘o bir moda tasarımcısının kızıydı ve rolüne uygun görünmesi gerekiyordu’ diyor. Aşırı lüks ve gösterişli gözükmesinin sebebini ise Blair’ın aşırı özgüvensiz olmasına bağlıyor. Kendine güvenen, güçlü bir kadın imajı çizmeye çalışan ve imajına zarar verebilecek her şeyi ve herkesi entrikalarıyla ortadan kaldıran Blair, aslında lüks gardırobunun arkasına saklanan bir karakter.
Eski Hollywood cazibesini preppy tarzı ile mükemmel bir şekilde harmanlayan Blair’ın tarzı, zamansız bir stil ikonu olan Audrey Hepburn’den ilham alınarak oluşturuluyor. Gerçek bir Audrey Hepburn hayranı olan Blair, zaman zaman rüyalarında farklı Audrey Hepburn karakterleri olarak karşımıza çıkıyor. Görünümleri klasik çizgiler ve kesimler temel alınarak oluşturulan Blair, daima şık ve oldukça kadınsı tercihler yapıyor.
Genellikle kalem elbiseleri ve etekleri, gömlekleri, a-line elbiseleri ve iyi dikilmiş blazer ceketleri ile gördüğümüz Blair, imzası haline gelen bu görünümlerini renkli ve desenli külotlu çoraplar, pelerinler ve kabanlar, topuklu ayakkabılar, büyük, imza çantalar, atkılar ve genellikle taçlar olmak üzere saç bantları, bereler, babushka tarzı eşarplar ve cloche şapkalar gibi çeşitli ve her dönemden saç aksesuarlarıyla tamamlıyor.
Katmanlama ve desenlerle oynama konusunda oldukça başarılı olan Blair, blazer ceketlerinin üstüne pelerin geçirdiği, desenli külotlu çoraplarını yine desenli etek ve elbiselerle kombinlediği, ayakkabı ve çantasını aynı renk seçtiği cesur ve renkli kombinler yapıyor.
Renkler, Blair’ın stilinde en öne çıkan elementlerden çünkü oldukça geniş bir renk paletine sahip. Renkleri kullanmaktan çekinmeyen Blair, kırmızılar, yeşiller, pembeler, maviler ve sarılar gibi canlı renklerden, toprak ve pastel tonlarına kadar birbirinden farklı renkler giyiniyor öyle ki, hayatının aşkı Chuck’la evlendiğinde üzerinde mavi, çiçek işlemeleri olan Elie Saab bir gelinlikle gördük.
Blair’ın stilini oluşturan diğer elementler ise ekoseler, tüvitler, danteller, satenler ve çiçek desenleri. Okul üniformasından günlük stiline, geceliklerinden gece elbiselerine kadar bu elementleri görünümlerinde sıkça kullanıyor. Stilinde zaman zaman Parizyen esintiler de gördüğümüz Blair, görünümlerini bereler, hırkalar, inciler ve eldivenlerle de tamamlıyor.
Sert ve baskın karakterine rağmen oldukça romantik bir yanı da olan Blair, bu tarafını fiyonklar ve fırfırlar gibi feminen dokunuşlar ile görünümlerine yansıtıyor. Daman, fiyonkları Blair’ın karakterini yumuşatmak için bir sembol olarak da kullanıyor. İlk başta taçlarında kullanılan fiyonklar, zamanla kıyafetlerine ve aksesuarlarına da yayılıyor, bu sayede hem Blair’ın soğuk tavrı kırılıyor hem de zaman zaman yaşına göre fazla kadınsı kalan görünümlerine daha çocuksu bir hava katılıyor.
Her ne kadar görünümleri dünyaya karşı sahip olduğu tutucu, hırslı ve gergin tavırların bir yansıması olsa da bu görünümleri ona gerçek bir Amerikan rüyası imajı yaratıyor ve Serena için Italian Vogue diyen Daman, Blair içinse ‘Anna Wintour esintili American Vogue’ diyor.
{46945}
Serena ve Blair’ın Paris Çıkartması
Gossip Girl modasından bahsederken dizinin en stil sahibi ve adeta podyumdan fırlamış gibi görünen bölümlerinden bahsetmemek bir moda suçu sayılabilir! Serena ve Blair’ın Paris çıkartması, dizinin en renkli ve ikonik görünümlerine de ev sahipliği yapıyor. Karşımıza Paris’te ilk kez çıkacak olan Serena ve Blair’ın açılış kombinleri, Paris bölümleri boyunca göreceğimiz diğer kombinlerin eğlenceli bir ön gösterimi niteliğinde.
Serena, ilk olarak karşımıza toz pembe, kafes detaylı bir George Chakra elbise, gri Rag&Bone blazer ceket ve lila fiyonklu bir Yestadt Millinery şapka ile çıkıyor. Blair ise kiraz ve karpuz desenli eğlenceli Moschino elbisesini bebek mavisi bir bere ve desenli bir Chanel çanta kombinliyor.
Couture’u Paris sokaklarına taşıyan Serena ve Blair, alışverişten müzeye, öğlen kahvesinden prensle akşam yemeğine kadar giyindikleri yüksek moda markaları ile izleyenlere adeta bir moda şovu sunuyor. Serena, imzası haline gelen pantolon ve tişörtlerine Parisli bir dokunuş katıyor ve iki ikonik pantolon kombini ile hafızalarımıza kazınıyor.
Pembe bol paça pantolonunu basic bir tişörtle kombinleyen Serena, yılan derisi bir kemer, turkuaz Suzan Galani bir kolye ve şapkasıyla kombinini tamamlıyor. Serena’nın ikonik Paris görünümü ise kesinlikle saks mavisi Tibi pantolonu, simli tişörtü ve payetli Pucci ceketi ile yaptığı kombini. Kot pantolonlarını kumaş pantolonlarıyla değiştiren Serena, imzası haline gelen ışıltıyı gün içinde cesurca kullanarak Paris sokaklarını iyice aydınlatıyor.
Blair ise Paris’te gözüktüğü ilk andan itibaren rengarenk elbiseleriyle kalbimizi çalıyor. Yine desenleri kullanmaktan çekinmeyen Blair, Musée d’Orsay ziyaretlerinde benekli bir Bensoni elbise ve turuncu, çicek desenli bir Oscar de la Renta elbise giyiyor. Alışveriş yaparken giyindiği mor Maxime Simoens elbise ise kesinlikle Blair’ın en ikonik görünümlerinden biri haline geliyor. Couture elbisesinin içinde yüksek moda markalarından poşetler taşıyan Blair’a Amerikan rüyası demek gördüğünüz gibi hiç de abartılı kalmıyor.
Ancak bir sahne var ki Gossip Girl’ün Paris bölümleri içinde en unutulmazı! Kraliyet hayallerini Paris’te gerçeğe çevirme fırsatı bulan Blair, hayatının aşkı Chuck’a bir tren garında veda ediyor. İkilinin duygulandıran vedasının yanı sıra Blair’ın kırmızı Oscar de la Renta elbisesi, bu anı daha da unutulmaz kılıyor ve dizinin en iyi moda anlarından birine çeviriyor.
Şüphesiz bir çok unutulmaz moda anına ev sahipliği yapan ve günümüz moda trendlerinin önünü açan Gossip Girl, bugün hala moda tartışmalarının gündemine oturmayı başarıyor. Çıktığı günden itibaren bitmeyen bir diğer Gossip Girl tartışması ise kimin daha iyi giyindiği ve kimin Yukarı Doğu Yakası’nın gerçek kraliçesi olduğu. Güler yüzü, samimiyeti ve kendine has tarzı ile insanları kendine çekmeyi başaran it girl Serena mı? İdealistliği, sert tavırları ve modaya bile kuralcı yaklaşımıyla tahtı için savaşan Queen B mi?
Ben kimin tarafındayım? Bu asla söyleyemeyeceğim bir sır. Beni sevdiğini biliyorsun. XOXO
Görseller: IMDB