İstanbul’un Efsane Sokak Lezzetleri
Yazı Boyutu:
İstanbul’da sokak lezzetleri turuna çıkıyor, şehrin en sevilen sokak lezzetlerini mercek altına alıyoruz.
İstanbul’un renkli gastronomi dünyasında sokak lezzetlerinin de önemi büyük. Kent kültürünün bir parçası olan bu lezzetler günlük hayatımızla ne kadar iç içe fark ettiniz mi? İşe yetişirken köşebaşındaki tezgahtan aldığımız simit, sahilde dolaşırken atıştırdığımız midye dolma ya da gece vakti bir eğlenceden dönerken açlığımızı yatıştırmak için yediğimiz kokoreç… Gelin birlikte bir İstanbul turuna çıkalım, temposuyla baş döndüren bu hareketli şehrin sokak lezzetlerini bir bir tadalım.
Simit
Evliya Çelebi’nin ‘araba tekerleği kadar’ diye tanımladığı simidin Balkanlar’dan İstanbul’a uzanan bir öyküsü var. Yazılı geçmişi 1000 yıla dayanan bu özel yiyecek, günümüzde farklı bir boyutta hazırlansa da, o hâlâ sokak lezzetlerinin en vazgeçilmezi. Her semtte, her sokakta en çıtır haliyle karşımıza çıkıveren simit; kimi zaman İstanbul’un hareketli temposunda açlığımızı bastırmak için imdadımıza yetişiyor, kimi zamansa demli bir çay ve peynir eşliğinde keyifli bir kahvaltıya dönüşüveriyor. Bol susamlı haliyle kalbimizde yer etse de ay çekirdeklisi, chia tohumlusu ya da tahıl karışımlısı da artık tezgahlarda. İstanbul’da yaşayan herkesin kendi semtinde simit almadan önünden geçmediği bir simit tezgahı vardır mutlaka. Ancak yolu Çengelköy’e düşenler için tavsiyemiz 175 yıldır hizmet veren Tarihi İsmail’in Has Fırını’nın simitlerini tatmaları. Karaköy’deki Galata Simitçisi de odun ateşinde pişirdikleri simitleriyle memnun ayrılacağınız bir mekân.
Kestane
Yaz güneşi yerini serin günlere bıraktığında İstanbul’a da kestane kebap vakti gelmiş demektir. İri bir çizik attıkları kestaneleri tezgahlarındaki mangalda pişiren kestaneciler İstanbul sokaklarının süsüdür. Közde pişen bu sokak lezzetinin dumanı sizi mıknatıs gibi tezgaha çeker. Küçük bir kese kağıdına doldurulan sıcacık kestaneler hem içinizi hem de ellerinizi ısıtır. Moda, Eminönü, Bakırköy, Taksim… İstanbul’un hemen hemen her semtinde rastlarsınız kestane tezgahlarına. Midenizin sesine kulak verip bir kese kağıdı mutluluk da siz alın, bakın yürüyüşünüz nasıl da daha keyifli oluyor İstanbul sokaklarında.
Islak Hamburger
Yeni nesil hamburger dükkânları çeşit çeşit hamburgerleriyle İstanbul’un birçok semtinde karşınıza çıksa da ıslak hamburgerin İstanbul’da yaşayanların kalbindeki yeri her zaman bambaşka. Kendi küçük, lezzeti büyük bu hamburgerin alametifarikası sarımsaklı domates sosuyla ıslatılan yumuşacık ekmeği ve bol baharatlı köftesinde saklı. Yanında buz gibi bir ayranla midenizi şenlendiren ıslak hamburgeri Taksim’deki birçok büfe layıkıyla hazırlasa da bizim tavsiyemiz yıllardır ıslak hamburgerleriyle haklı bir ün yapmış olan Kristal Büfe. 1962 yılında Taksim’de ilk şubesini açan Kristal Büfe, artık Bağdat Caddesi Göztepe’de müdavimlerini ağırlıyor. Yok ben Avrupa yakasından bir adres istiyorum diyorsanız, Büyükdere’deki Avrupa Marmaris Büfe’nin ıslak hamburgerleri de çok leziz. Kızılkayalar da birçok semtteki şubesiyle ıslak hamburgerlerini sevenleriyle buluşturuyor.
Balık Ekmek
Yarım ekmeğin içinde bol soğan ve yeşilliklerle sunulan ızgara balık… Hele bir de deniz manzaralı bir yerde olursa… Karşı koyması güç bir yiyecek olan balık ekmek, İstanbul denince akla ilk gelen lezzetlerden biri. Aç olsanız da, olmasanız da Eminönü’ne yolunuz düştüğünde mutlaka aklınızı çeler. Bu semtte ızgara balık kokusu metrelerce uzaktan duyulur. Kokuyu takip ederek kolayca balık ekmek tezgahlarına ulaşırsınız. Turşu suyuyla lezzetini katlayan balık ekmeğinizi Galata Köprüsü boyunca sıralanmış balıkçılardan birinde yerken İstanbul’da olduğunuzu iliklerinize kadar hissedersiniz. Galata Köprüsü yakınlarında teknede balık ekmek hazırlayan Tarihi Eminönü Balık Ekmek Barbaros Teknesi’ni de tercih edebilirsiniz. Başka semtlerde de balık ekmek keyfi yapabileceğiniz yerler tabii ki var. Yeniköy’deki Taka Balık ya da Beşiktaş çarşısındaki Derya Balık da iyi alternatifler.
Nohut Pilav
İstanbul’un sokak lezzetlerini anlatırken ondan bahsetmemek olmaz. Her ne kadar evlerde de pişen bir yiyecek olsa da, bir sokak tezgahında yediğiniz nohut pilavın tadını asla evde alamazsınız. Yıllardır her gün aynı yemeği hazırlamanın getirdiği ustalıktan olacak, o pilavdaki pirinçler tam kıvamında pişer, nohutlarsa yumuşacıktır. Arzu edenler üzerine tavuk eti de ekletir. Bol köpüklü bir ayran ve turşuyla bu lezzet tamamlanır. İstanbul sokaklarını arşınlayan yüzlerce nohut pilav arabası olsa da ünü şehrin sınırlarını aşan Unkapanı Pilavcısı’ndan bu lezzeti mutlaka tatmalısınız. Unkapanı’nda İMÇ 1. Blok tabelasına doğru bir kalabalık görürseniz pilavcının tezgahını buldunuz demektir. Oraya kadar gidemem diyorsanız Beşiktaş çarşısındaki Meşhur Sokak Pilavcısı’nın pilavını da beğeneceksiniz.
Turşu Suyu
İstanbul’un en köklü sokak lezzetlerinden biri olan turşu suyu tam bir şifa deposu olmanın yanı sıra hararet alan, iştah açan, keyif veren bir içecek olarak her zaman gönlümüzde ayrı bir yere sahip. Kavanozlara girip market raflarında yerini almadan önce semt aralarındaki seyyar tezgahlarda, küçük dükkanlarda satılırdı turşu. Yıllardır değişmeyen kalitesiyle bu işi yapan turşucular hâlâ var. Acılı, acısız, sade ya da içinde turşu parçacıklarıyla sunulan turşu suyunun en lezzetlisini Beyoğlu’ndaki Asri Turşucu, Beşiktaş’taki Soydan Turşucu ya da Kadıköy’deki Meşhur Özcan Turşu’da tadabilirsiniz.
Kumpir
Kumpire patatesin en leziz hali dersek yanlış olmaz. Fırında iyice pişmiş kocaman bir patatesi ortadan ikiye yarıp tereyağı ve kaşar peyniriyle harmanlayan kumpirciler, çeşit çeşit garnitürler arasından seçtiklerinizle bu enfes sokak lezzetini hazırlayıverirler hemen. Kumpiri birçok kafe ve büfede bulabilseniz de Ortaköy’ün girişinde sıralanan kumpircilerdekinin tadı bambaşkadır nedense. Ortaköy’ün havasından ya da manzarasından mıdır bilinmez ama çok satış yapıldığından tazecik malzemelerle hazırlanmasının kuşkusuz lezzetine büyük katkısı var. Gözünüze kestirdiğiniz bir tanesinden alın kumpirinizi, deniz kenarındaki bir banka kurulup Boğaz manzarasının keyfini çıkarın. Balat’daki 1980 Ortaköy Kumpir Cafe de bu işi en iyi yapanlardan. Kadir Has Üniversitesi’nin hemen arkasında konumlanan kafenin köz patlıcanlı kumpirini mutlaka deneyin.
Kokoreç
İlk etapta mesafeli yaklaşanların bile bir kez tadına baktıktan sonra vazgeçemeyeceği bir sokak lezzeti kokoreç. El arabalarında ya da büfelerde sıkça karşımıza çıkan bu ekmek arası nefaseti temiz ve iyi yapan bir yer bulmak çok önemli. Çengelköy’deki Meşhur Selahattin Usta Kokoreç, en iyilerinden biri. Bostancı Meydan Kokoreç ve Sirkeci’deki Kral Kokoreç’in kokoreçlerini de güvenle yiyebilirsiniz.
Midye Dolma
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Rum meyhanelerinde satılan bir mezeymiş midye dolması. O dönemlerden günümüze ulaşan pek çok lezzet gibi bizim için pek kıymetli. Sevenlerinin 1-2 taneyle başlayıp neredeyse tepsideki tüm dolmaları bitirmeden duramadığı bir sokak lezzeti şimdilerde. Seveni de çok, sevmeyeni de. Midye dolmaya düşkünseniz çok şanslısınız çünkü İstanbul sokaklarında sıklıkla karşınıza çıkar bu lezzet. Bol limonlu, ağız sulandıran midye dolmasıyla karşılaştığınızda hemen mideye indirmek ne kadar cazip gelse de, onu yemek için güvenilir bir yer tercih etmenizde fayda var. Beşiktaş’taki Midyeci Ahmet ve Çengelköy’deki Yediren Adam, midye dolma konusunda en bilindik adresler.
Boza
Tadı başka hiçbir şeye benzemeyen boza, darıdan yapılma koyu kıvamlı bir içecek. Hafif tatlı, mayalanma sürecinden kaynaklanan biraz da ekşilik var lezzetinde. Usulüne göre içmek için üzerine bolca tarçın serpip azıcık da kavrulmuş leblebi eklemelisiniz. Uzun kış gecelerinde İstanbul sokaklarını ‘Booozaaaa’ diye bağırarak arşınlayan satıcılar artık yok ama bozayı pek çok yerde bulmak mümkün. Yine de hiçbiri 1876 yılından bu yana bozalarıyla İstanbulluların içini ferahlatan Vefa Bozacısı’nın yerini tutamaz. Vefa’daki bu tarihi mekâna gidip boza içmenin keyfini mutlaka yaşamalısınız.
Halka Tatlısı
Dışı çıtır, içi yumuşacık tulumba tatlısını seviyorsanız, halka tatlısını da seversiniz. Zira halka tatlısıyla tulumba tatlısının arasındaki tek fark şekilleri. İstanbul’un Karaköy, Beşiktaş, Eminönü, Kadıköy gibi semtlerindeki sokak satıcılarının tezgahlarında karşınıza çıkan bu tatlı, şekeri kıvamındaysa keyifle yenir. Enerjinizin düştüğünü hissettiğiniz anda sizi kendinize getirecek halka tatlısını yedikten sonra üzerine sade bir kahve iyi gelir.
Mısır
Haşlanmış, közlenmiş ya da artık envaiçeşit baharat ve sosla bardakta… İstanbul’un en sevilen, en çok yenilen sokak lezzetleri arasındaki süt mısırı siz nasıl seversiniz? Sahilde, turistik yerlerde veya bir alışveriş merkezinde karşımıza çıkıveren mısıra hangimiz karşı koyabilir ki? Tuzla ilgili bir sıkıntınız yoksa bol tuz serperek tadını çıkaracağınız mısırı, gördüğünüz yerde alıp yiyerek yolunuza devam edebilirsiniz. Aklınızda mısır yemek olmasa bile görünce canınızın çekeceğine eminiz.
Taze Ceviz
Eylül ayı geldi mi İstanbul sokaklarında taze cevizler satılmaya başlar. Ceviz yapraklarıyla süsledikleri sepetlerine dış kabuklarını soydukları cevizleri dolduran sokak satıcıları İstanbul’un çeşitli semtlerine dağılır. Süt gibi ağızda dağılan taze cevizlerin ince kabuğunu soymak ve ağzınıza atmaktır size kalan. Pazarlarda ya da marketlerde de taze ceviz bulabilirsiniz tabii ki. Ancak dış kabuğundan cevizi bütün olarak çıkarabilmek ustalık ister. O da seyyar ceviz satıcılarının marifetidir.
Pamuk Şeker, Kağıt Helva ve Elma Şekeri
Bol şekerli nostaljik sokak lezzetleri… Hatta buraya horoz şekeri ile gıda boyası ve şekerle hazırlanan macunu da ekleyebiliriz. Az da olsa hala İstanbul sokaklarında rastladığımız bu tatlar, yemeseniz bile bir köşebaşında karşılaştığınızda sizi de çocukluğunuza götürmez mi? Bir zamanlar ağzımızı burnumuzu şekere bulayarak iştahla yediğimiz bu lezzetler, belki çocuklarımız için o kadar özel olmayacak ama bugünün yetişkinleri için İstanbul sokak lezzetleri arasında adlarını saymadan geçmek olmaz. Cahit Sıtkı Tarancı’nın Çocukluk şiirindeki gibi Affan Dede’ye para sayıp siz de çocukluğunuzu satın almak isteyebilirsiniz belki de.
Buzlu Badem
Kalın dış kabuğu soyulan çiğ bademlerin iç kabuğu sıcak suyla yumuşatılıp iki parmağın arasında ovuşturularak çıkartılır. Özellikle yaz aylarında bu yöntemle kabuklarından ayrıştırılan bademler buz kalıplarının olduğu sepetlerde sokaklarda satılır. Deniz kenarlarında sıklıkla rastlayacağınız buzlu badem satıcıları, açık havada yemek yenen mekânlara da uğrar. Badem seviyorsanız tatmalısınız. Bostancı Adalar Vapur İskelesi ya da Beyoğlu Balık Pazarı civarındaysanız etrafınıza şöyle bir bakının mutlaka bir buzlu badem satıcısına rastlarsınız.