OGGUSTO X Schweppes İle Ne istediğini Bilenler: Kerem Koç

OGGUSTO ve Schweppes iş birliğinde, bugünlere gelene kadar yaşadıkları serüvenler ile ilham kaynağı olacak kişileri sizlerle bir araya getiriyoruz. Arkanıza yaslandıysanız talk show’umuz başlıyor…

Talk show’umuz özelinde ¨Ne İstediğini Bilenler¨le bir araya geldik. Bugünlere gelene kadar yaşadıkları serüvenler, yaptıkları yanlışlar ve dönüm noktalarıyla bizlere ilham olacak 5 kişi ve onların hikayelerini kendi ağızlarından dinledik. Bu talk show’un daha önce izlediklerinizden farklı olduğunu şimdiden söylemek isteriz. Üstelik siz bu kişilerin anılarını dinlerken onlara Schweppes’in birbirinden farklı mocktail’leri de eşlik ediyor. Arkanıza yaslanın, Talk Show’umuz başlıyor! Hazırsanız sizi ilk konuğumuz ile tanıştıralım. Karşınızda Kerem Koç ve ona eşlik eden Schweppes’in Apple Catcher mocktail’i.

Alkışlarınız bittiyse sizleri ekran başına alalım!

Kerem Koç Kimdir?

Merhaba, ben Kerem Koç. 10 yıldır global markanın tüm dijital stratejisini ve kreatif planlarını yapan Revolvia’nın kurucusuyum. Aslen Fatsa’lı hem tüccar hem siyasetçi bir ailenin çocuğuyum. Ailemde aile mesleğini takip etmeyen tek kişiyim. Ama kendi mesleğimi bulma yolculuğum da biraz farklı bir rotada oldu. Aslında mühendis olmama rağmen bugün reklamcılık ve kullanıcı deneyimi tasarımı yapıyorum ve aslında başarıyı bu alanda buldum.

Kerem Koç’u daha yakından tanımak için videoyu izleyin.

Unutulmaz yılbaşın?

Yılbaşı deyince aklımdan çıkmayan bir sahne var. 1989 yılbaşı, aile dostlarımızla Vona Otel’de yeni yıla giriyoruz. Piyanist şantör, Faruk Tınaz ve Zeki Müren şarkıları söylüyor, anne babalar pistte dans ediyor. Biz çocuklar break dans yapıyoruz. Ben break dans ne demek bilmiyorum ama çok eğleniyorum. Abimle bana walkie talkie hediye gelmiş. Arada otelin farklı yerlerine saklanıp walkie talkie’yle haberleşiyoruz: “Break break. Kara panter konuşuyor. Sarı şimşek, nerdesin? Cevap ver!”. Benim için bir Wes Anderson filmi gibi o yılbaşı.

Her gün gitsem de gezmekten asla sıkılmam dediğin semt neresi?

İstanbul’un geleneksel mahallelerinin tadının ve zenginliğini başka yerde bulamıyorum. O yüzden Kuzguncuk, Kanlıca ve Çengelköy diyeceğim.

Peki bir şehir olsaydın?

Benim şehrim tek kelimeyle Barcelona. Planlı ve düzenli bir yaşamın içinde spontan kaçamaklara bol bol yer açan bir yer. İçinde sükuneti de eğlenceyi de sonuna kadar barındıran, kozmopolit, sanatsal ve yıllarca yaşasan bile monotonlaşmayacak bir şehir.

Hayatınızda iz bırakan başucu kitapları hangisi?

Eserlerini tekrar tekrar okuduğum tek yazar İhsan Oktay Anar. Hayal dünyası, felsefi sorgulamalarla kurduğu hikayeler, antik hikayeleri alıp modern anlatılarla çeşnilemesi… Sadece dili ve epistemolojiyi kullanarak yaptığı oyunlardan eğlence yaratması… Bence Türkiye’nin en büyük hikaye anlatıcısıdır kendisi. Dil bariyeri olmayan bir dünyada yerini daha fazla bulurdu diye düşünüyorum. Kurmaca dışı türlerde ise Harari’nin kitaplarını dönüp dönüp okurum. İnsanı çok temelden anlamak, hem işime hem de hayatıma ışık tutuyor.

Bir şansın var ve seni çok istediğin biri ile tanıştıracağız?

Birbirinden çok alakasız olacak ama, söz yazarı olarak Francis Healey, heykeltıraş olarak Michalengelo, Ressam olarak Caravaggio, bunların eserlerine hayranım. Ama aslında kişi olarak nasıl biri olduklarını, muhabbetlerini vs. merak ettiğimi söyleyemem. Zaten sanatçılarla çok iyi iletişim kuramıyorum, kafaları çok farklı çalışıyor.

Yakından takip ettiğin podcast serileri hangileri?

Son 2 yılda tam bir podcast insanı oldum diyebilirim. İkili muhabbetleri çok seviyorum. Bazılarında sanki muhabbetin içinde kendim de dahilmiş gibi hissettiğim podcastler, gün içinde çalışırken ya da yolda giderken vazgeçilmezim. Bunların başında “Gibi gibi” geliyor. Radyo Karavan’dan bağımsıza geçtikleri için aşırı popüler değiller ama bir gün kült podcast’ler arasına gireceğini düşünüyorum. Şuan sanırım iki yüz küsürüncü bölümde ve çok tadında. Sürekli yenisi çıktı mı diye kontrol ediyorum. Yine bu profilde “Odadaki fil” var. Sanırım çok serbest fikirli adamlar olduğu için biraz sakıncalı sayılıyor ama tam olarak bana hitap ediyor. Bir de bir şeyler öğrendiğim podcastler var, onlar da Çağrı’nın “Merak Listesi”, Hande’nin “Tüketime Övgüsü” ve tabi ki “Fularsız Entellik”.

Telefonundaki en favori ilk 5 uygulama nedir?

Hayatım Google search. Hemen peşinden twitter ve youtube geliyor. Screen time’dan da bir kontrol edeyim… Evet, bunların dışında birtek spotify ve whatsapp var. Spotify zaten hayatımızın film müziği gibi oldu artık. Whatsapp ise günde 100 kişiyle temas halinde olduğum için vazgeçilmezim. Telefonda konuşup dakikalarca hal hatır sormalar yerine chatbot gibi soru-cevap bir iletişimi tercih ettiğimiz bir döneme girdik artık. Sonumuz hayrolsun. Psikologlara baya iş düşecek bu konuda.

“Olmasaydı işler daha da zorlaşırdı” dediğin kişi..

Hayatımı kolaylaştırmaya çalışan insanlarla yakın durmayı çok tercih etmiyorum. Niyeyse sorgulayan insanlarla olmayı tercih etmek gibi bir bağımlılığım var. Zihnimi sürekli aktif tutan dostlarım olmasaydı hayat daha keyifsiz olurdu.

Diyelim ki bir an sıfırdan başlaman gerekiyor ve hemen plan yapman lazım

Sıfırdan başlasam, her şeye bir backpack Moğolistan seyahatiyle başlardım.

2023’ten bahsetmişken hayalindeki rotayı da öğrenelim.

Daha fazla tiyatro’ya gitmek istiyorum, o kadar.

Asla yemem dediğin ama tadını merak ettiğin yemek var mı? Varsa hangisi?

Tadını merak etmeme rağmen salyangoz yemem diyordum, bu sene bir şekilde kendimi kandırıp onu da yedim.

Gelecekte bir dünyada TV’yi açıyoruz ve karşımıza bol bol senin yarattığın reklamlar çıkıyor. Ne tür dünyalarla karşılaşırdık?

Türkiye’de bugün yaratıcı reklam, geniş ses gruplarına dair iç görülerle, ihtişamlı kelime oyunlarından türetilmiş esprilerle ya da çok kabul görmüş sosyal konulara dokunmakla yapılıyor. Bu matematik çalışıyor. Ama ben hep daha sorgulamalı bir reklam dünyası hayal ediyorum. Benim dünyamda markalarım iç görü avına çıkmaktansa, kendi değerlerine yönelik konuşuyor ve tüketicisinden evet almaya değil, onların düşünme biçimini şekillendirmeye çalışıyor. Ve bunu bitter bir mizahla süslüyor.