Ketojenik Beslenme Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey
Yazı Boyutu:
Ketojenik diyet hakkında merak ettiklerinizi ve ketojenik diyete uygun tatlı tarifini öğrenin.
Ketojenik diyet nedir ve sizce kimler ketojenik beslenmeli veya beslenmemeli?
Ketojenik beslenme, yüksek yağ, düşük karbonhidrat ve ideal oranda protein tüketimine dayanan bir beslenmedir. Ketojenik beslenme de temel amaç; yağsız beslenmenin tam aksine, sağlıklı yağ kaynaklarını bolca tüketerek vücudun temel enerji ihtiyacını sadece yağlardan karşılamaktır. Yani ‘ketozis’ dediğimiz durumun gerçekleşmesidir.
Ketozisteki vücut, küçük enerji molekülleri olan keton cisimciklerini üretmektedir. Keton cisimcikleri, vücutta az karbonhidrat, ideal protein tüketilmesiyle ve yağın karaciğerde kullanılmasıyla üretilir. Karbonhidratların yapıtaşı olan glikozun olmadığı durumda da vücutta ketonlar enerji olarak kullanılır. Sonuç olarak, organların ve metabolizmanın çalışması yağlardan sağlanır.
Bilimsel olarak kanıtlanmış sağlığa faydalarından dolayı ise çoğu kişi için güvenilirdir; epilepsi, metabolik sendrom, polikistik over ve bazı kanser türlerinde beslenme tedavisi olarak uygulanabilir.Bunun yanı sıra sağlıklı bireyler de uzun süredir kilo verme de sıkıntı yaşayanlar, metabolizması yavaşlayanlarda uygulanan bir diyettir. Her yolu denedim kilo veremiyorum diyenler için ketojenik diyeti öneriyorum! Ketojenik beslenme mutlaka beslenme uzmanı kontrolünde uygulanmalı. Hamile ve emziren bireylerde, insülin veya ilaç kullanan diyabet hastalarında, yüksek kan basıncı tedavisi gören kişilerde, böbrek hastalığı gibi elektrolit bozukluğu olan kişilerde, hiperkolesterolemi hastalarında uygulanmasını önermiyorum.
{18200}
Sizce ketojenik diyet günümüzde neden bu kadar çok tercih ediliyor?
Yıllardır yağsız beslenme ön plana çıktı ve yıllarca insanlar yağdan kaçarak beslendi. Market raflarında daha çok light, yağsız ibarelerini görmeye başladık. Fakat burada önemli bir ayrıntı hep atlandı. Yağı azaltılan besinler içerisine lezzet arttırmak için daha çok şeker, daha çok katkı maddesi eklendi. Dolayısıyla bunlarla birlikte günümüze kadar kardiyovasküler hastalıklar, diyabet, hipertansiyon, gut, obezite gibi hastalıklar yüksek bir artış göstererek geldi. Yağ tüketimini azaltarak obeziteyle mücadelenin veya hastalıklardan korunmanın işe yaramadığını tersine insulin direnci, diyabet, kalp damar hastalıkları gibi bir çok hastalıklıkların artışına sebep olduğu bilimsel çalışmalarda da görülmektedir. Bu hastalıklardan korunmak istiyorsak yağsız beslenmeden vazgeçeceğiz!
Düşük karbonhidrat alımı ile metabolik sendrom, polikistik over hastalarında da kilo kontrolü ve insülin direncinin kırılmasında ketojenik diyetin yeri önemlidir. Özetle yağsız beslenmenin getirdiği bu olumsuz sonuçlar, kişileri sağlıklı yağlardan zengin bu beslenme şekline yönlendirmiş ve ketojenik diyetin popülertisi artmıştır.
{771792}
Hangi yağları tüketmeliyiz?
Yağlar ile ilgili en önemli mevzu, yağın miktarı kadar yapılarının da çok önemli olduğu. Bütün yağlar aynı yapıda değil. Doymuş – doymamış ve trans yağlar olarak gruplara ayrılıyor.
- Doymuş yağlar: tereyağı, içyağı, kuyrukyağı, margarinler.
- Doymamış yağlar: zeytinyağı, ayçiçeği, mısırözü, pamuk yağları, balıkyağı.
- Trans yağlar
Doymamış yağlardan kendi aralarında gruplara ayrılıyor. Çoklu doymamış ve tekli doymamış yağ asitleri. Burada trans yağlar günümüzde hemen hemen her paketli ürünün de içine eklenen yağlar olarak asla kullanılmaması gerekmektedir. Ketojenik beslenmenin içeriğindeki yağlar ise daha çok doymamış yağ asitlerinden zengin olmalıdır.
Ketojenik diyette serbest olan besinler;
- Et
- Tavuk
- Hindi
- Balık
- Yumurta
- Sert peynirler
- Keten tohumu
- Chia tohumu
- Çiğ fındık
- Çiğ badem
- İç çiğ kabak çekirdeği
- Ay çekirdeği
- Ceviz gibi yağlı tohumlar
- Hindistan cevizi ve yağı
- Zeytinyağı
- Tereyağı
Ketojenik beslenmeye başladığımızda beklentimiz ne olmalı?
Ketojenik diyet çok öncelerden beri epilepsi hastaların da tıbbi beslenme tedavisi olarak uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra Alzheimer, Parkinson ve birçok beyin kanserinde tedavi sürecinde uygulanmaktadır. Bazı kanser hastalarında da olumlu etkileri bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Bunların yanı sıra vücuttaki insülin seviyesinin düşmesini buna bağlı kan şekerini dengeleyici etki göstererek tip 2 Diyabet riskini azaltmaktadır. Yüksek kolesterol ve trigliserit düzeylerinde de düşürücü etki göstermektedir.
Peki kilo verme konusunda?
Son yapılan çalışmalara bağlı olarak yağ yakımına olumlu etkisi tespit edilmiştir. Yani yağ tüketerek vücuttaki yağ yakımını sağlayabiliyoruz. Özellikle yıllardır kilo alıp-verme gibi kısır döngü yaşayan, metabolizması bozulmuş kişilerde ketojenik diyet uygulamasının önemi büyüktür.
Sağlıklı kişilerde yapılan birçok bilimsel çalışmalarda, diğer diyet türlerine göre ketojenik diyetin daha fazla kilo kaybını sağladığı gözlemlenmiştir. Bu sonuca ulaşmaktaki sebepler ise; yüksek yağ tüketiminden kaynaklı daha uzun tokluk etkisi, oluşan keton cisimciklerinin doğrudan iştah bastırma etkisi ve iştahı kontrol eden hormonları (ghrelin ve leptin gibi) dengelediği bildirilmiştir.
Sonuç olarak ketojenik beslenen bireylerde yağ kaybı, enerji seviyesinde artış, yüksek kan şekeri düzeylerinde ve yüksek kötü kolesterol düzeylerinde azalış gözlemliyoruz.
Bu diyetin bizde işe yaradığını nasıl anlarız?
Uygun görüldüğü sürece ketojenik beslenmeye başlanıldığında ketozise girme süresi 1 haftadan itibaren başlar. Gün geçtikçe enerji yükselir, hormonlar dengeye gelmeye dolayısıyla metabolizma hızlanmaya başlar.Uykusuzluk, tatlı ihtiyacı açlık atakları azalmaya başlar. Vücudunuzdaki değişimi ilk günlerden yaşamaya başlarsınız.
Sürekli kilo alıp verenler, metabolizması artık yıpranmış yavaşlamış olanlar, sürekli uykusuzluk enerjisizlik problemi yaşayanlar, bağışıklığı düşük olanlar, sürekli sindirim problem yaşayanlar ve tatlı krizleri- açlık atakları yaşayanlar yaşam kalitesini düşüren bu sorunları çözmek için adım atmalı. Öncelikle tüm kan değerlerine baktırmalı, doktor kontrolünden geçmeli ve uygun görüldüğü sürece ketojenik beslenmeye beslenme uzmanı ile birlikte başlamalı.
{771643}
Ketojenik Diyet İçin Tarif
Malzemeler:
2,5 su bardağı toz haline getirilmiş çiğ badem
1/2 su bardağı toz haline getirilmiş Hindistan cevizi unu
1/2 çay bardağı zeytin
6 çorba kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşığı kabartma tozu
1 çay kaşığı tuz
1 çorba kaşığı çörek otu
4 yumurta
1/2 su bardağı su
Yapılışı:
İlk olarak yumurtayı tuz ve zeytinyağı ile güzelce çırpın. Ardından diğer malzemeleri de ekleyip iyice karıştırın. Hazırladığınız karışımı yağlı kağıtla kaplanmış bir tepsiye döküp önceden ısıtılmış 180 derecelik fırında yaklaşık 30-35 dakika pişirin.
{33555}
Uzman Diyetisyen Merve Karademir Kimdir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün obeziteyi dünyanın en büyük sağlık sorunu ilan ettiği günümüzde, yapılan araştırmalar 90 gün boyunca düşük karbonhidrat içeren ketojenik diyet uygulayanların, sonrasında besin tercihlerinin olumlu yönde değiştiğini ve kilo vermelerinin devam ettiğini gösteriyor. Yoğun tempoda çalışan ve hayat temposunda sağlıklı besinlere ulaşmakta zorluk yaşayanlara hizmet etme amacıyla kurulan 90Fit Uzman Diyetisyeni Merve Karademir ile kendilerinin de en çok tercih edilen hizmeti olan “Ketojenik Beslenme” üzerine konuştuk.