preloader

16. İstanbul Bienali'nde Görülmesi Gereken Eserler

11.09.2019
16. İstanbul Bienali'nde Görülmesi Gereken Eserler

Yazı Boyutu:

16. İstanbul Bienali’nde mutlaka görülmesi gereken eserleri keşfedin.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından, Koç Holding sponsorluğunda iki senede bir düzenlenen ve bu yıl on altıncısı gerçekleşecek olan İstanbul Bienali, 14 Eylül’de ücretsiz olarak kapılarını açıyor. Bienal 10 Kasım’a kadar devam edecek. 16. İstanbul Bienali bu yıl Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin Tophane’deki yeni binasının yanı sıra Pera Müzesi ve Büyükada’da ziyaretçilerini ağırlıyor.

Küratörlüğünü sanat dünyasının önde gelen isimlerinden akademisyen ve yazar Nicolas Bourriaud’nun üstlendiği Yedinci Kıta başlığını taşıyor. Yedinci Kıta, okyanuslarda Türkiye’nin yüzölçümünden beş kat daha geniş bir alan kapsayan, plastik atıklarının oluşturduğu yüzergezer adaya verilen isim. Popüler Bilimde “Yedinci Kıta” olarak anılan bu kütle, 3,4 milyon kilometrekare genişliğinde, 7 milyon ton ağırlığındaki bir plastik yığınından meydana geliyor. Bourriaud aynı zamanda Yedinci Kıta’yı yağmur ormanlarının yandığı ve platik moleküllerinin okyanusları doldurduğu, içine girdiğimiz yeni dünyanın adı olarak tanımlıyor.

16. İstanbul Bienali'nde Görülmesi Gereken Eserler

Johannes Büttner

Yedinci Kıta fikri dünyanın yaşadığı iklim krizinin bir gerçeği, insanların yaşam biçimi ve üretim ve tüketim sistemlerinin hızla artması sonucu ortaya çıkıyor. Bilim insanları Paul Crutzen ve Eugene F. Stoermer, insanların etkili olduğu yeni bir jeolojik çağın başladığını düşünüyor. Crutzen ve Stoermer bu çağa Antroposen ismini veriyor. İnsanların egemen olduğu yeni bir jeolojik çağ başlıyor.

Bienalin bu kavramsal çerçevesinden yola çıkarak sanatçılar deneysel bir alanda çalışmalarını araştırma ve üretim süreçlerini İstanbul’da bienal ekibiyle birlikte şekillendirdiler. Sanatçılar Bourriaud’un da belirttiği gibi bir nevi antropolog gibi çalıştılar.

16. İstanbul Bienali'nde Görülmesi Gereken Eserler

Özlem Altın

25 ülkeden 56 sanatçının 220’den fazla eserinin sergileneceği bienale, Türkiye’den 8 sanatçı katılıyor. Pazartesi günleri hariç her gün 10:00-18:00 arasında ziyarete açık olan bienalde, açılış haftasına özel olarak, 16 Eylül Pazartesi günü tüm mekanlar açık olacaktır. Pera Müzesi, hafta içi 19:00’a, Cuma günleri 22:00’ye dek açıktır; Pazar günleri ise 12:00’de açılır ve 18:00’de kapanır.

İstanbul Bienalinden Seçkiler

Bienalin kavramsal çerçevesi her ne kadar Yedinci Kıta başlığı altında değerlendirilse de yaşadığımız dünyanın diğer sorunları da halen gündemini koruyor. İnsanların değiştirdiği yeni bir jeolojik dönemde sosyolojik ve psikolojik etkiler devam ediyor. Yaşanılan ekolojik düzen sadece doğayı bozmakla kalmıyor, insanın ruhuna da zarar veriyor. O yüzden sanatçıların çalışmalarında ırk, dil, din ve cinsiyet ayırımına, politika, siyaset ve liderlere gönderilen mesajları okumak da mümkün.

16. İstanbul Bienali'nde Görülmesi Gereken EserlerRadcliffe Bailey, İsimsiz, 2019

Radcliffe Bailey, çalışmalarında soy ve ırk, göç ve yolculuk, bireysel ve kolektif tarih gibi konuları ele alıyor. Sanatçının bienal için hazırladığı tekne Avrupalıların köleleştirdikleri, Afrika’dan Batı’ya götürmek için bindirdikleri gemilere gönderme yaparken yedi siyah insan büstü verilen mesajını kuvvetlendiriyor.

{88170}

Sanat Tarihinden Esintiler

Genç Türk sanatçılardan Deniz Aktaş, bienalde iki küçük ebatlı çalışmasının yanı sıra ‘Umudun Yıkıntıları’ iki yeni çizimini de sergiliyor. Yapıtlar, Caspar David Friedrich’in ‘Umudun Enkazı’ (1823-24) tablosuna gönderme yapıyor.

16. İstanbul Bienali'nde Görülmesi Gereken EserlerCaspar David Friedrich’in ‘Umudun Enkazı’ (1823-24)

Ünlü heykeltraş Henry Moore’un heykelleri midyeler ile kaplanınca neye dönüşüyor? Sanatçı Simone Starling, Henry Moore’un heykelinden ürettiği kopyayı bir buçuk yıllığına Kuzey Amerika’daki Ontario Gölü’ne daldırıyor. Heykel, su altında beklediği süre içinde, Karadeniz’e özgü olan ancak Soğuk Savaş’ın sonunda Kuzey Amerika’ya taşınan istilacı zebra midyelerinin yaşam alanına dönüşmüş.

16. İstanbul Bienali'nde Görülmesi Gereken Eserler

Bienalde Sizi İçine Alan Yerleştirmeler

Bienal sanatçılarından Simone Fujiwara, ‘Dünya Çok Küçük’ isimli projesiyle on üç mimari maketi bir araya getiriyor. Sanatçı, Batman filmindeki Joker, Disney karakterleri, Alaaddin, Simpsons gibi tanıdık yüzlerden bir minyatür şehir yaratmış. Müziğiyle de bizi içine alan yerleştirme kısa süreliğine de olsa fantezi dünyasına bizleri yönlendirerek, gerçek dünyadan uzaklaştırıyor.

16. İstanbul Bienali'nde Görülmesi Gereken Eserler

Şehirde Görebileceğiniz Bienal Eserleri

İstanbul Bienali 2017 yılında, 2007-2026 Bienal Sponsoru Koç Holding’in desteğini alarak, İstanbul’a her bienalle birlikte kalıcı bir eser armağan etmek üzere yola çıkmıştı. 2017’de Ugo Rondinone’nin ‘Buradan Nereye Gidiyoruz?’ başlıklı neon heykelini şehre kalıcı olarak kazandıran bienal, bu sene de dünyaca ünlü sanatçı Monster Chetwynd’in kolektif etkileşime açık eserini İstanbul’a ve İstanbul’un çocuklarına armağan ediyor.

Bu seneki proje kapsamında Monster Chetwynd’in Bienale özel olarak çocuk parkı mizanseniyle kurguladığı Gorgon’un Oyun Alanı başlıklı açık hava yerleştirmesi Maçka Sanat Parkı’na yerleştirildi.

16. İstanbul Bienali'nde Görülmesi Gereken Eserler

Feride Çelik
Feride Çelik Tüm Yazıları