preloader

Mimarlık ve Tasarım Sohbetleri: Selin Uysal

Mimarlık ve Tasarım Sohbetleri: Selin Uysal

Yazı Boyutu:

Sektör profesyonelleriyle yapı ürünleri firmalarını bir araya getirerek uzun vadeli iş birlikleri kurmayı hedefleyen ArcheThink’in kurucusu Selin Uysal ile sohbet ettik.

“Bir Tasarım Problemi” platformunun arkasındaki kuruluş hikayesini bizimle paylaşır mısınız?

20 yıla yakın süredir mimarlık ve tasarım alanında iletişim projeleri üretiyorum. Birçok mimar ve tasarımcı ile tanışıyor, proje süreçlerini yakından takip ediyorum. Süreçlerde karşılaştıkları problemleri kendilerinden dinliyor, buldukları çözümlerin projenin yönünü değiştirdiğine şahit oluyorum. Tüm bu süreçlere şahit olmanın da etkisi ile bu alandaki deneyimim, konuya farklı bir bakış açısıyla yaklaşmama neden oldu.

    Türkiye gibi dinamik koşulları ve zorlukları olan bir ülkede tasarım – mimarlık alanında gerçekleştirilen projelerde tasarımcıların problemlerle baş etme, pratik çözümler üretme yetkinliği çok etkileyici. Bu alanda yapılan projelerde üretilen çözümlerin sektöre ilham vereceğini düşünerek böyle bir projeyi hayata geçirmek istedim.

    Ülkemizdeki tasarımcıların özgün yaklaşımlarını görmenin, kendilerinden tasarım hikayelerini dinlemenin hem sektör paydaşları hem de tasarım severler için ilgi çekici bir deneyim olacağını düşünerek bu projeyi kurguladım. Bir Tasarım Problemi bu şekilde ortaya çıktı.

    Sizi en çok hangi güncel tasarım trendleri heyecanlandırıyor ve önümüzdeki yıllarda özellikle etkili olacağını düşündüğünüz trendler var mı?

    İnsan odaklı tasarımların, teknolojiyi günlük hayatımıza daha organik bir şekilde entegre ettiği deneyimler beni gerçekten heyecanlandırıyor. Bu tür tasarımlar, kullanıcıların ihtiyaçlarına ve beklentilerine odaklanarak yaşamlarını daha kolay, verimli ve keyifli hale getiriyor. Bununla birlikte, sürdürülebilirlik ve çevresel duyarlılık da tasarım trendlerinde giderek daha önemli bir rol oynayacağını düşünüyorum.

    Geri dönüştürülebilir malzemelerin kullanımı, enerji tasarruflu cihazlar gibi yaklaşımlar, tasarımcıların ve şirketlerin çevresel etkilerini azaltmalarına yardımcı olabilir ve daha sürdürülebilir bir gelecek için temel oluşturabilir.

    Sonuç olarak, gelecekteki tasarım trendlerinin insan odaklı teknoloji ve sürdürülebilirlik gibi unsurları içereceğini düşünüyorum. Bunlar aslında bir trend değil geleceği şekillendiren unsurlar olarak yaşamımızı daha kolay, daha keyifli ve daha sürdürülebilir hale getirme potansiyeline sahip.

    Platformunuzda tartışılan en akılda kalıcı tasarım problemi ve çözümü neydi?

    Platformumuz henüz çok yeni, ikinci etkinliğimizi önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğiz. Serinin ilkinde “Sadece Merdiven” başlıklı sunumuyla medyada gündem oluşturan Kız Kulesi’nde yer alan merdiven tasarımından bahseden Mimar Han Tümertekin’in bulduğu yalın ama üzerine düşünülmüş tasarım çözümü etkileyiciydi.

    Kız Kulesi aslında bir savunma yapısı olarak inşa edilmiş. Fakat zaman içerisinde yaşanan yangın ve benzeri sebeplerden ötürü birçok kez restore edilmek durumunda kalmış. Son restorasyon projesinde mimari müdahale yalnızca merdiven üzerinde yapılmış. Tarihi kulenin cephesindeki farklı boyutlardaki düzensiz açıklıkların sunduğu potansiyeli ortaya çıkaran merdiven tasarımı ile Kız Kulesi’nde ışıkla birlikte geçmişten günümüze uzanan yeni bir deneyimi alanı yaratılmış.

    Platformun ilerleyen dönemdeki programlarında da oldukça ilham verici çözümleri dinleyeceğiz.

    Ziyaret ettiğiniz favori mimari veya tasarım mekanlarınız hangileri?

    İşim gereği dünyanın pek çok yerinde mimarlık ve tasarım açısından etkileyici binalar ziyaret etme fırsatım oldu.

    Favorilerim arasında bulunan, yakın zamanda Japonya’nın Kobe şehrinde ziyaret ettiğim Hyogo Prefectural Museum of Art, Tadao Ando’nun imzasını taşıyan etkileyici bir yapıydı. Brüt betonu ustalıkla kullandığı tasarım yaklaşımı ve iç mekanlarının derinlik hissi veren düzenlemesi mimarın çizgisini yansıtıyordu.

    Le Corbusier tarafından tasarlanan Villa Savoye, işlevselliği ve açık plan düzeniyle unutamadığım bir diğer önemli yapı. Dünya çapında ünlü mimar Renzo Piano tarafından tasarlanmış olan İstanbul Modern’in tasarım çizgisini çok beğeniyorum. Bu yapının İstanbul’da yer alması ayrıca heyecan verici.

    Dünyanın en ilginç mimari yapılarını görmek için tıklayın.

    Size ilham kaynağı olan mimarlık ve tasarım üzerine önerebileceğiniz kitaplar veya kaynaklar neler?

    İlham kaynağı olarak önerebileceğim, görsel kültürün ve görsel algının derinlemesine bir şekilde incelendiği John Berger’in “Görme Biçimleri” isimli kitabı favori kitaplarımdan.

    Bir diğeri ise, Kevin Lynch’in klasik eseri “Kent İmgesi”. Şehirlerin nasıl algılandığını ve hatırlandığını inceleyen kitapta Lynch, kentsel tasarımın insan psikolojisiyle nasıl etkileşime girdiğini açıklıyor.

    Sürdürülebilir şehir tasarımı konusunda platformunuzda hangi konular öne çıkıyor? Bu konuları ele alırken hangi yenilikçi çözümler tartışılıyor?

    Bir Tasarım Problemi projesinin konuşmacıları, kentsel tasarımdan endüstriyel tasarıma kadar farklı ölçeklerdeki tasarım problemlerini ve buldukları özgün çözümleri anlatıyorlar.

    İlk konuşmacımız Şehir Plancısı Faruk Göksu, Nilüfer Pancar Deposu projesi üzerinden katılımcı bir süreç tasarımıyla geçmişte pancar deposu olarak kullanılan mekanın bugünkü dönüşüm hikayesini anlattı. Burada kapsayıcı kent tasarımına değinerek kentsel planlama ve tasarım sürecinde o bölgede yaşayanların görüşlerini alarak adil, dolayısıyla sürdürülebilir bir kent tasarımı elde edildiğinden bahsetti.

    Bunun gibi farklı hikayeler ile Türkiye’deki bilinmeyen birçok tasarım hikayesini gündeme getirmeyi hedefliyoruz.

    Cemre Bosnalı Zeydanlı
    Cemre Bosnalı Zeydanlı Tüm Yazıları