Sürdürülebilir Moda Markaları: Anou Anou

Tohum ve yeni başlangıç anlamına gelen Anou Anou, kendini her daim yeni başlangıçlara hazır, özgür, rahatına düşkün ve görünür olmaktan korkmayan kadınlara ulaşmayı hedefliyor. Markanın tasarımcısı Burcu Eğinlioğlu ile markası üzerine konuştuk.

Öncelikle bize biraz kendinizden ve markanızın doğuşundan bahseder misiniz?

Ben Burcu Eğinlioğlu 1979 İzmir doğumluyum 2002 yılında İzmir Dokuz Eylül GSF tekstil tasarımından mezun oldum. Üniversiteden mezun olur olmaz başlayan iş hayatımda Dice Kayek, Machka, İpekyol, Levi’s, Park Bravo gibi markalarda geçen kurumsal hayatım sonunda bundan 10 yıl önce freelance tasarım kariyerime başladım. Bu süreçte ise yurt içi yurt dışı bir çok marka ile çalışma fırsatım oldu ve kendimi metraj desen konusunda geliştirdim ve desen yapmayı ne kadar çok sevdiğimi fark ettim. Zara, Mango, Desiguel gibi markalara desenler hazırladım ve 10 yıllık freelance sürecin sonunda ben neden artık kendi markamı yapmıyorum diyerek Aspir tekstil genel kurul başkanı Faruk Gülmezle ortak olarak 2021 yılında Anou Anou markasını kurmaya karar verdik.

Markanızın adı ne anlama geliyor? “Anou Anou” neyi yansıtıyor?

Anou Anou Tohum, yeni başlangıç let life flow sloganımız hayatattaki akışı ve rahatlığı temsil etmektedir.

Markanızın stil çizgisini nasıl tanımlarsınız?

Tohum ve yeni başlangıç anlamına gelen anou anou , hayatta kendini her daim yeni başlangıçlara hazır, özgür, rahatına düşkün ve görünür olmaktan korkmayan kadınlara ulaşmayı hedef aldı. İlk koleksiyonun da , adının da anlamı gibi tohum ve yeni başlangıç felsefesinden yola çıkarak , doğa ananın renklerini , ağırlıklı doğal lifli kumaşlarla birleştirerek rahatlığın ve günlük şıklığın aynı anda sunulduğu bir konforu yakalamaya çalıştı. Seçilen kumaş bileşenleri ve özenle hazırlanan kalıplarla anou anou kişiye anda akarken hafiflik yaratmayı planladı. Tasarımsal ögeleri ile de aynı anda eğlenmeyi hatırlatmak istedi. Hedefimiz ; sloganımız olan “ let life flow” mantalitesi içinde özenle ve sevgiyle hazırladığımız koleksiyonumuzun , anou anou yu taşımaktan keyif alacak özgür ve özgün kadınlarla buluşturup, beraberce çoğalmak ve hayatın devinimi içinde ; her bitişin yeni bir başlangıç olduğunu hatırlayarak yaşamda da her daim yeni bir tohumu büyütebilmek…

Koleksiyonlarınızda öne çıkan form, desen ve kumaşlar neler?

Formlar salaş, oversizelara giderken rahatlığı ve kadınsılığı da aynı anda yansıtan formlar, baskılar ise hem içindeki çocuğu ve renkleri taşıyan ama aynı zamanda olgun duruşunu da yansıtan bir kadın profili düşünülerek aynı zamanda da o an ne hissediyorsam onu yansıtmak istediğim bir mod ile tasarlanmıştır☺ Kumaşlar ise hafiflik ve rahatlık hissi veren doğal lif karışımlı kumaşlar olarak tercih edilmiştir.

Anou Anou tasarımları nasıl kadınlara hitap ediyor?

Hedefimiz ; sloganımız olan “ let life flow” mantalitesi içinde özenle ve sevgiyle hazırladığımız koleksiyonumuzun , anou anou yu taşımaktan keyif alacak özgür ve özgün kadınlarla buluşturup, beraberce çoğalmak ve hayatın devinimi içinde ; her bitişin yeni bir başlangıç olduğunu hatırlayarak yaşamda da her daim yeni bir tohumu büyütebilmek…

Hakkımızda yazımızın bir bölümüyle. İçindeki çocuğu ve rengi taşıyan ya da taşımaya çalışan ya da arayan. Hertürlü özgür ve özgün kadın diyebilirim.

Trend kavramı sizin için ne ifade ediyor?

Trend kavramı aslında öğretilen kolektif bir bilinç bana göre. Mesleğim dolayısıyla çalıştığım tüm markaların içinde trendleri hep takip etmeliydim fakat ben çok trendlere uyan da bir insan sayılmam. Evet güncel olanı takip edebilmek güzel bir şey, bir jenerasyon kalibrasyonu fakat insanın kendi özgün istekleri ve ihtiyaçları olması bence en değerlisi. Bu iki kavramın uyumu ise bana göre en mantıklısı.

Bir yanda sürdürülebilir moda, diğer yanda ise hızla değişen koleksiyonlar ve stiller dururken moda endüstrisinin şu an içinde bulunduğu bu durumla ilgili siz ne düşünüyorsunuz?

Sektörün içinde bir çok farklı marka içinde çalışma olanağı buldum ve bu sayede çoklu bir vizyona sahip olduğumu düşünüyorum bu anlamda. İçinde bulunduğumuz zamanın bu şartlara sahip olması dolayısıyla ikisi de bir devinim ve biraz da kader diyebilirim. Çünkü ikisinin de hitap ettiği bir kesim olduğu kesin, ortada öyle ya da böyle inanarak ve iyi yapılan bir şey varsa mutlaka karşılığını göreceği bir kitlesi de olacaktır. Ama dürüst olmak gerekirse ben sürdürülebilir olanı seçiyorum.