Cape Town'da İyi Yaşamın Sırlarının İzinde
Yazı Boyutu:
Tasarımcı, iyi yaşam etkinlik küratörü, yoga eğitmeni Good For All Studio’nun kurucusu Esra Bebek, eşi ve kızı Eliz Bebek’le birlikte gittiği Cape Town seyahatini iyi yaşam izinde bir gezi planlamak isteyenler için kaleme aldı.
Ünlü Table Mountain ve Atlantik Okyanusu arasında duyuların senfonisini andıran bir tavırla uzanan Cape Town, tüm ihtişamıyla sizi daha önce tanışmadığınız tonların, karşılaşmadığınız yücelikte yeryüzü şekillerinin ve tatmadığınız aromaların büyüsünü keşfetmeye davet ediyor.
Doğanın cömertliği karşısında duyduğunuz o sonsuz heyecan Clifton ve Camps Bay kıyılarında okyanus esintisiyle tazeleniyor. Gökyüzünün mavisi, bulutlarla buluşan masa dağının heybeti ve okyanusun tuzu; kendi deyimleriyle “Capetonian”ları her an uyanışa davet eder nitelikte.
Bo Kaap’ın renkli evleri, Victoria & Alfred Waterfront’da yer alan sokak çalgıcılarıyla, şehrin en ilgi çekici çağdaş sanat durağı Zeitz MOCAA’da yer alan sergiler ve turuncunun her tonundaki gün batımlarıyla sizi dev bir palet üzerinde seyahate çıkarırken; bir yandan da dünyaca ünlü şarap bağlarıyla tüm duyularınızı tazeliyor.
Renkler diyarında iyi yaşam duraklarıyla dolu bir rota için hazırsanız, kemerlerinizi bağlayın Cape Town parmaklarınızın ucunda!
- Cape Town’da Nerede Kalmalı?
- Cape Town’da Öğle Yemeği Durakları
- Cape Town Akşam Yemeği Alternatifleri
- Cape Town’ın En Güzel Gün Batımı Mekânları
- Cape Town Sanat ve Alışveriş Durakları
- Cape Town’da Spor ve Mindfulness Durakları
- Cape Town’da Mutlaka Deneyimlemeniz Gerekenler
- Cape Town Wineland Bölgesi Önerileri
Cape Town’da Nerede Kalmalı?
Belmont Mount Nelson
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından tüm insanlığa bir iyi niyet çağrısı olarak pembenin en kalp açan tonuna boyanmış Belmond Mount Nelson şehrin merkezinde efsanevi mimarisiyle sizi selamlıyor.
Sıklıkla çağdaş lokal sanat sergilerine de ev sahipliği yapan Mount Nelson, şehrin hareketli duraklarından Kloof Street’den birkaç adım ötede yer alan kapısından içeri girdiğiniz andan itibaren sizi tarihte bir yolculuğa çıkarıyor adeta.
1899 yılından beri misafirlerinde bir film sahnesinde ağırlanıyor oldukları hissi yaratan bu eşsiz yapının pembeliğine kapılmamak elde değil. Hafta sonları Nelson gül bahçesinde; arkadaşlarınız, şampanya kadehleriniz ve el yapımı piknik sepetinizle vakit geçirmeyi deneyimlemek bu seyahatin olmazsa olmazlarından. Otelde çalışanların misafirperverliği ve kendi aralarında bu eşsiz yapıyı “The Nellie” olarak tanımlamaları ise kalbimde kalan detaylardan sadece birkaçı. Bir İngiliz geleneği olan çay saati ve pazar brunch ritüeli söz konusu olduğunda ise servis anlayışı ve çay somelieri ile şehirdeki en iddialı seçenek olduğunu söylemeliyim.
{50791}
Cape Town’da Öğle Yemeği Durakları
Cape Town deyince akla ilk gelen hip duraklardan biri Bungalow Clifton. Öğle yemekleri, gün batımlarına eşlik eden DJ performanslarıyla Clifton kıyısında sizi atmosferiyle kendine çeken yüksek enerjili bir mekân. Menüde sushi ve Akdeniz mutfağı severler için güzel alternatifler bulmak mümkün.
Konu iyi bir kahve olduğunda, Cape Town’da birçok yerde rastlayacağınız Bootlegger bitkisel süt alternatifleriyle birçok farklı seçenek sunuyor.
Cape Town Akşam Yemeği Alternatifleri
Tintswalo’da yer alan ve sadece sezon mahsülleriyle yorumlanan tabaklara ev sahipliği yapıyor. Mekân ünlü şef Braam Beyers’in ürünü. Hout Bay’de okyanus kıyısında çağdaş bir tapas deneyimi yaşamak için kalbiniz atıyorsa çok önceden rezervasyon yaptırmanızı ve mutlaka gün batımını yakalamanızı tavsiye ederim.
Cape Town’un dört bir yanında yer alan Kove Collection restoranlarından en gözdesi ise şüphesiz yeni açılan The Nines. Sea Point’te yer alan bu teras barı deneyimlemek için mutlaka rezervasyon yaptırmalı. Başka hiçbir yerde bulamayacağınız imza kokteylleri ile miksoloji deneyimini yeniden yorumladıklarını söylemeliyim.
Sea Point’te yer alan Grand Pavillon, yüksek enerjisi ve ağırladığı kitleden yayılan pozitif enerji ile akşam yemekleri için hoş bir seçenek. Doğum günü kutlamaları için ideal bir atmosfere sahip olan mekânda günün balığını sormayı ve menü için kara tahtadaki alternatifleri gözden geçirmeyi unutmayın. Favorim kesinlikle deniz mahsullü linguine!
Cape Town’ın En Güzel Gün Batımı Mekânları
Farklı bir gün batımı alternatifi olarak, lokallerin uğrak yeri olan 12 Aposteles, şehre tepeden bakan keyifli duraklardan bir diğeri.
Victoria & Alfred Waterfront’da yer alan mimarisi endüstriyel detaylar barındıran SILO, gün batımlarında size alan açacak eşsiz alternatiflerden biri. Üst katında yer alan terasta bir akşamüstü içkisi ile turuncunun tüm tonlarına eşlik etmeyi ihmal etmeyin.
Cape Town Sanat ve Alışveriş Durakları
Yeni bir kültürü tanımaya çalışırken, şehirdeki müze dükkanlarını her zaman değerli bulmuşumdur. O şehrin değerleri, kültürü ve yaşam tarzı hakkında hızlıca bilgi edinme durağı gibi düşünürüm.
Boulders Beach’de penguenlerle buluşmanın tadını çıkardıktan sonra lokal lezzetlere doyacağınız bir öğle yemeği için Saveur’a uğramayı unutmayın.
Cape Town’da Spor ve Mindfulness Durakları
Konu iyi yaşam olduğunda, seyahatlerimiz birer mola yeri olmaktan çıkıp, yeni deneyimlere kucak açtığımız alanlara dönüşüyor. Yoga severler için Yogalife Cape Town, power yoga, vinyasa gibi akışların yanı sıra hot flow yoga alternatifiyle de deneyimlemeye değer. Dersler hakkında bilgi almak için yogalife.co.za adresini ziyaret edebilirsiniz.
Kardiyo ağırlıklı egzersizlerden hoşlanan biriyseniz, turistik cazibe merkezlerinden Table mountain veya Lions Head’de tırmanış yaparak, spor deneyiminizi başka bir aşamaya taşırken, aynı zamanda doğaüstü manzaranın tadını çıkarabilirsiniz.
Cape Town’da Mutlaka Deneyimlemeniz Gerekenler
Oranjezicht Market
Sadece cumartesi, pazar ve çarşamba günleri Granger Bay civarında kurulan Oranjezicht Market, şehirde yaşayan expat nüfusun buluşma noktası niteliğinde. Dünya mutfağından farklı seçenekleri bulacağınız bu açık pazarda, Akdenizli samoosalardan, Cape Town’a özel taptaze meyvelerin tadına bakmak ve dev bir çadırın altında kurulan sosyal masalarda farklı kültürlerden gençlerle tanışmak mümkün. Servis edilen her şeyin karton geri dönüştürülen formlarda olması ve tüm ziyaretçilerin pazara bez çantalarıyla gelmesi kalbimizi çalan minik detaylardan.
{33542}
Cape Town Wineland Bölgesi Önerileri
Yıllar içinde seyahatlerimizi planlarken, gittiğimiz yerlerde hem şehir hem de kırsal hayatı keşfetmeyi sevdiğimizi bunun bize bütünsel bir bakış açısı kazandırdığını fark ettik.
Bu nedenle daha önceki seyahatlerimizde de olduğu gibi geleneği bozmayarak, bir hafta Cape Town’a ayırmayı ve ardından hafta sonunu Güney Afrika’nın şarap bağları bölgesinde, Franschhoek ve Stellenbosch kasabalarının arasında, doğanın tüm güzelliğiyle bir araya geldiği büyüleyici topraklarda geçirmeyi tasarladık. Şehirden birkaç mil ötede doğal hayatla sarmalandığınız bu özel alanda kısa bir seyahate hazır olun.
Wineland Bölgesi için de detaylı bir seyahat rotası çıkarmak isteyenler için önerilerimi paylaşıyorum.
Konaklama İçin: Babylonstoren
17. yüzyılda kurulan bu büyüleyici çiftliğe adımınızı attığınız andan itibaren dünya bambaşka bir yönde dönmeye başlıyor. Dev ahşap kapıdan içeriye girer girmez tüm duyularınızın canlanmaya başladığını hissedebiliyorsunuz. Her adımda lavanta, nane ve biberiye gibi aromatik bitkilerin muhteşem kokuları etrafınızı sararken; renkli meyve ağaçları, çiçeklerin dans ettiği bu harikalar diyarının sizi tamamen etkisi altına aldığını söylemeliyim.
Bu doğal cennette var olduğum her yudumun sonuna kadar tadını almak için her hücremi ana davet ediyorum.
Tarih ve doğanın bütünleştiği Babylonstoren mimari tasarımı, Cape Kolonisi’nde 17. ve 18. yüzyıllarda ünlenen Cape Hollanda tarzını yansıtıyor. Düz çatıları, geniş verandaları, kalın beyaz duvarları ile bu tarzın mükemmel bir temsili olan bir bungalova yerleşiyoruz. İçeri girişte yalınlık ve lüksün bir araya gelişini kutlayan ahşap kütüphane beni kendine çekiyor. Tesiste yer alan, bambolar kullanılarak inşa edilmiş açık hava SPA resepsiyonu ise kalbimi çalan detaylardan bir diğeri, bedeninizi dinginliğe davet eden huzur dolu bir atmosfer sunuyor.
Öğle Yemeği İçin: Green House
Babylonstoren içerisinde organik tarım mirasına sahip çıkan Green House restoranda, şefler günlük hasat edilen taze malzemeleri kullanarak yaratıcı bir menü ile karşınıza çıkıyor. Çiftlikten sofraya yaklaşımını benimseyen bu restoranın içinde yer alan sera, yemek ziyafetinize eşlik ederken; Babylonstoren bahçelerinde yetişen üzümlerden yapılmış şarapların tadına bakmak büyük bir keyfe dönüşüyor. Organik tarımının bereketi ve neşesini sofraya taşıyan Green House ekibinin sunduğu ev yapımı dondurmaların tadı ise hâlâ damağımda.
Akşam Yemeği İçin: Babel Restoran
Doğayla iç içe başka bir gastronomi deneyimi için akşam yemeği önerimiz Babylonstoren içerisindeki Babel Restoran. Kendine özgü bir deneyim sunan bu restoranın menüsünde farklı seçenekte mezeler, aromatik kebaplar, taze salatalar bulunuyor. Farm to table menüsüyle sadece o sezona ait içerikler sunan Babel Restoran; samimi bir hizmet anlayışıyla misafirlerini ağırlarken, dış alanda size eşlik eden gökyüzünün bu deneyimini unutulmaz kılan en önemli detay olduğunu söylemeliyim. Daha parlak yıldızlar ve büyüleyici bir lacivert anımsamıyorum!
Cape Town Wine Land Bölgesi Deneyimleri
Dağ Turu
Söz konusu Babylonstoren olduğunda deneyimleri sınırlandırmak oldukça zor, en nefes kesici olanlardan sadece birkaçını sıralayacak olursak kesinlikle Simonsberg Dağı turu ile başlamak isterim.
Eski bir Land Rover eşliğinde başlayan bu panoramik sürüş, nefes kesen manzaralar eşliğinde size unutulmaz bir deneyim sunuyor. Dağ yolunda ilerlerken; yemyeşil bağlar, şarap evleri, meşe ağaçlarının büyüsüne kapılmamak mümkün değil. Bu görsel şöleni, zirvede ev yapımı sandviçler ve içeceklerle taçlandırıyor ve manzaranın ruhumuzu tamamen ele geçirişine tanıklık ediyoruz.
Botanik Bahçe Gezisi
Bir diğer deneyim ise şüphesiz Babylonstoren’ın en bilge bahçıvanı Gurdula ile yapacağınız botanik bahçe turu olmalı. Doğanın sakinleştirici kucağında bir nilüfer havuzu ile başlayan bu serüvende şimdiye kadar hiç karşılaşmadığımız çeşitlilikte bir bitki örtüsü bize ev sahipliği yapıyor. Tur esnasında Akdenizli bazı bitkilerin bambaşka kullanım alanlarından da söz eden tur rehberimiz sayesinde doğanın enerjisiyle doluyoruz. Güneş tüm gücüyle bizleri ısıtırken, dev bitkilerin yapaklarından kendimiz için şapkalar tasarlıyor ve sanki her anı yeşilin farklı bir tonuna boyuyoruz.
Farm Shop
Esansiyel Yağ Turu
Ve tüm duyuları tek bir deneyimde buluşturan son deneyim ise esansiyel yağ turu.
Çiftlikte yer alan farklı bitki türlerinin tanıtımıyla başlayan bu tur esnasında, biberiye çayının faydalarından, ıtır çiçeğinin kokusunun şifasına tanık olma fırsatı yakalıyorsunuz.
Bambaşka lavanta çeşitleriyle tanışırken doğanın cömertliği sizi bir kez daha kendine hayran bırakıyor. Bu tur sonunda tesis içinde, kendimiz için doğal özlerden hazırladığımız bakım kreminin yerini tutan bir ürünle henüz tanışmadığımı söylemeliyim.
