Işın Hekimoğlu ile Cruise Yolculukları ve Yeni Seyahat Trendleri Üzerine
Yazı Boyutu:
MSC Cruises ve Explora Journeys Türkiye Ülke Müdürü Işın Hekimoğlu’ndan yükselişe geçen seyahat trendi cruise yolculuklarını ve gelecek yıllar için planladıklarını konuştuk.
Yeni yerleri görme heyecanını ve konforu bir araya getiren cruise yolculukları, son yıllarda seyahat trendleri arasında hızla yükseliyor. Modern yaşamın stresinden uzaklaşmak, denizin sonsuzluğunda dinginlik bulmak ve her sabah yeni bir limana uyanmak isteyenler için yolculuklar hazırlayan cruise seyahatleri uzun yıllar boyunca da favori olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Cruise dünyasına dair en güncel trendleri, seyahat tutkunlarının gözdesi olan destinasyonları ve daha birçok detayı öğrenmek için MSC Cruises ve Explora Journeys Türkiye Ülke Müdürü Işın Hekimoğlu ile bir araya geldik. Her yıl binlerce yolcuyu farklı rotalarla buluşturan MSC Cruises‘un rotalarını, misafirlerine sunduğu deneyimleri ve deniz yolculuğunun büyüleyici dünyasını konuştuk.
Cruise seyahatlerini bugünlerde çok daha sık duyuyoruz. Siz endüstrinin şu anki durumunu nasıl anlatırsınız?
Global cruise sektörü değerlendirme raporlarını ve merkezimizden aldığımız verileri incelediğimizde sektörün pandemiden sonra her zamankinden daha güçlü bir şekilde geri döndüğünü söyleyebiliriz. Büyüme, artan tüketici talebi, teknolojideki ilerlemeler ve değişen tüketici tercihleri gibi çeşitleri temel faktörler tarafından destekleniyor. 2023 yılında çoğu yolcu gemisi tam kapasiteyle hizmet verdi ve bu yıl da aynı şekilde hizmet vermeye devam eden bir pazar. Global anlamda 2024’ün “cruise yılı” olacağı öngörülüyor. Nitekim ülkemizde de artan ilginin sonuçlarıyla gemileri limanlarımızda daha fazla görmeye başladık.
Bu pozitif gelişmeler, tüm cruise şirketlerini yeni limanlar ve yeni rotalar geliştirmeye teşvik ediyor. Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili olması, liman sayısı, limanların kapasitesi ve sahip olduğu doğal güzellikleri, tarihi, turistik bölgeleri, cazibe merkezlerinin kolay ulaşılabilirliğiyle bu noktada çok önemli bir konumda olan ilgi çekici bir destinasyon.
Biz de MSC Cruises olarak, artan ilgiye daha fazla cevap verebilmek için Türkiye’yle ilgili planlarımızı geliştiriyor, Türkiye’de farklı limanlardan kalkacak daha fazla gemi getirmeye ve misafirlerimize benzersiz destinasyonlar sunmaya devam ediyoruz. Bunun en güzel örneği, sadece yaz aylarında limanlarımızda görmeye alışık olduğumuz gemilerimizi, yabancı misafirlerimizin yoğun ilgisi dolayısıyla kış sezonunda da devam ettirecek olmamız. Böylelikle, ülkemizde daha fazla misafirimizi ağırlamış olacak ve gemilerimizin gelişiyle Türk misafirlerimizin de cruise seyahatlerine farkındalığını arttırmış olacağız.
Cruise seyahatlerinin diğer tatil türlerine göre en büyük avantajları neler oluyor?
Birden fazla ülke ve şehir görme imkânının yanı sıra gemide gündüz ve gecelerin dopdolu geçmesi için her şeyin düşünüldüğü cruise seyahatleri, çocuklu aileler, çiftler ve arkadaş grupları, yalnız seyahat edenler gibi farklı misafir profillerine hitap ediyor. Cruise yolcularının %73’ü birden fazla jenerasyonu içeren aile bireyleri oluyor. Çocuklar, gemide kendi yaş gruplarının bulunduğu kulüplerde eğlenirken, ebeveynler spor salonunda spor yapmaktan eğlence alanlarındaki partilere, SPA’da özel bakım ve masaj deneyiminden havuz başında dinlenmeye kadar geminin tüm alanlarında farklı aktivitelerle tatillerinin keyfini çıkarabiliyorlar. Tüm aile bireylerinin aynı anda kendi isteklerine göre zaman geçirebilecekleri birçok farklı seçenek cruise gemilerinde bulunuyor.
Gemiler, yüzen oteller olarak planlandığı için misafirler, bir tatil köyünden beklediklerinden fazlasına sahip oluyorlar. Bu yüzden Türkiye limanlarından kalkışlı gemilerimiz, Türk misafirlerimiz için hâlâ keşfedilmemiş büyük değerler. Üstelik diğer tatil alternatiflerine kıyasla daha az ödeyerek üstün bir hizmet anlayışına ve eşsiz bir deneyime sahip olabiliyorlar.
Seyahatinizi, birden fazla destinasyonu içeren bir programla planlandığınızda valiz taşımak en büyük problemlerden biri oluyor. Cruise ile seyahat ettiğinizde ise hiçbir kilo sınırlaması olmadan hazırladığınız valizinizi sadece bir kez açmanız ve seyahat sonunda kapatmanız yeterli oluyor. Her sabah başka bir limanda uyanıp keyifle şehri keşfedip ardından geminize geri dönüyorsunuz. Bu anlamda gerçekten konforlu olduğunu söylemek gerekir.
Türk misafirlerimiz, ülkemizdeki limanlarımız sayesinde hiçbir ulaşım maliyeti olmadan, sadece evlerinden yola çıkarak gemilerimize binip unutulmaz bir deneyime yelken açma imkanına sahipler. Bu nedenle, ülkemizden hareketli programların Türk misafirlerimiz için çok önemli bir fayda sağladığına inanıyoruz.
Gelecek yıllarda cruise ile seyahat sektöründe ne gibi trendler bekliyorsunuz?
Cruise tatili denilince akla hep aile ya da arkadaşlarla planlanan bir seyahat geliyor. Gerçekten de aile ve arkadaşlarla yapılacak keyifli bir tatil seçeneği. Ancak, her geçen gün tek başına seyahat eden misafirlerin sayısının arttığı bir gerçek. Geçtiğimiz yıla kıyasla tek başına seyahat edenlerin oranında %23’lük bir artış söz konusu. Bu da cruise şirketlerinin operasyonlarını bu yükselen trende göre şekillendirmelerini gerekli kılıyor. Yalnız seyahat edenler için tek kişilik kabin sayısının artışından tutun, sosyalleşmeleri için gemilerde düzenlenen aktivite ve eğlencelerde özel etkinliklerin düzenlenmesine kadar tek başına seyahat eden misafirlerin keyifli bir deneyim yaşaması için her detay düşünülüyor.
Sadece gemideki değil, karadaki deneyimi zenginleştirmek için cruise şirketleri özel ada ve beach club yatırımları gerçekleştiriyorlar. Misafirler, bilinen destinasyonların yanı sıra kendilerine tahsis edilmiş alanlarda keyifli zaman geçirme imkânı buluyorlar. MSC Cruises olarak, bu anlamda 4 farklı ada yatırımımız bulunuyor. Biri, Bahamalar’da eskiden tamamen endüstriyel atıklardan oluşan bir bölgenin MSC Cruises olarak tüm rehabilitasyon süreçlerini üstlenerek hayata kazandırdığımız ve bu yüzden Bahamalar Hükümeti tarafından takdir edilerek, 2050’ye kadar isim hakkının tanındığı, MSC Ocean Cay Marine Reserve.
Plajlar, su sporları, restoranlar, barlar ve çeşitli aktivitelere ev sahipliği yapan adamızı, sadece Kuzey Amerika programlarını gerçekleştiren gemilerimizin ve misafirlerimizin kullanımına sunarken, Bahamalar’ın eşsiz güzelliklerini misafirlerimizle buluşturmuş oluyoruz. Bununla birlikte, BAE’de Sir Bani Yas Adası, Mozambik’te Portuguese ve Pomene Adaları, MSC Cruises gemilerinin ve misafirlerinin kullanımına ayrılmış özel alanlara sahip.
Cruise seyahatlerinde memnuniyet oranının, diğer alternatiflere oranla çok daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bunun sonucunda cruise seyahatini deneyimleyen misafirlerin yeniden bir cruise seyahatini tercih etme oranlarının da artmakta olduğunu gözlemliyoruz. Hatta ikinci ve sonraki deneyimlerinde daha uzun rotalar tercih ediyorlar. Bu nedenle şirketler, programlarına farklı uzunluklarda ve alışılmışın dışında rotalar ekliyorlar. Örnek olarak, Antarktika’ya ve Kuzey Kutbu’na gerçekleştirilen turlara olan ilginin %71 oranındaki artışını gösterebiliriz. Artık diğer destinasyonları fazlasıyla deneyimlemiş olan yolcular, farklılık arayışı sebebiyle bu coğrafyayı da görmek için cruise gemilerini kullanıyorlar.
Erişilebilirlik, tüm sektörün en önem verdiği konulardan biri. Gemilerin tümü, engelli misafirlerin sorunsuz şekilde seyahat etmelerini sağlamak için tasarlanıyor. Engelli misafirler için özel kabinlerden, erişimi kolay kara turlarına, transferlere kadar tüm detaylar özel misafirlerimiz için incelikle planlanıyor. Bu da yine cruise seyahatinin herkese hitap eden bir seyahat türü olduğunun en güzel kanıtlarından.
2050’ye kadar net sıfır emisyona ulaşmak amacıyla sürdürülebilirlik özelinde yapılan çalışmalara ağırlık veriliyor. Bu anlamda MSC Cruises olarak, gemilerimizde kullandığımız suların %70’ini denizden arıtmak, mevcut koşullarda en temiz deniz yakıtı olan sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kullanmak, sessiz pervanelerle hem deniz canlılarının doğal yaşamına etkiyi minimuma indirmek hem de misafirlerimizin konforunu arttırmak, enerji tasarruflu aydınlatma ve iklimlendirme sistemlerini kullanmak, gemilerimizde tek kullanımlık plastikler bulundurmamak gibi birçok farklı uygulamayı yaşama geçirdik. Hatta sektörün ilk LNG yakıtlı gemisi, filomuzun en yeni gemilerinden MSC World Europa oldu. Ardından, MSC Euribia gemimiz, net sıfır sera gazı emisyonlu yolculuğunu Amsterdam’dan Kopenhag’a gerçekleştirdiği ilk seferinde gerçekleştirdi. Bu detaylar, MSC olarak sürdürülebilirlik taahhütümüzün sadece bir parçası; 2050’ye kadar hazırladığımız yol haritasıyla net sıfır emisyona ulaşmak adına tüm gücümüzle çalışamaya devam ediyoruz.
Bugünlerde cruise dünyasına heyecan katan Explora Journeys’i sizden dinleyebilir miyiz?
Explora Journeys, aslında MSC Grubu’nun kurucuları Aponte Ailesi’nin 300 yıllık denizcilik mirasından yararlanarak seçici ve lüks tatil seven gezginler için okyanus deneyimini yeniden tanımlamaya yönelik uzun süredir devam eden vizyonun bir sonucu. Explora Journeys markamızın amacı, konukları denizle, kendileriyle ve benzer düşüncelere sahip diğer kişilerle buluşturarak sıra dışı bir ‘Ocean State of Mind’ yaratmak; dikkat çekici seyahat programları ise her açıdan keşfe ilham veren bir yolculuk için ünlü destinasyonları daha az seyahat edilen limanlarla harmanlıyor.
İsviçre’nin Cenevre şehrinde yani lüksün kalbinde bulunan genel merkezimiz ile Avrupa lüksünü ortaya koyan bir marka olarak ortaya çıktı. MSC Gemi Seyahatleri Bölümü altında bulunan çağdaş markamız MSC Cruises’ın 22 gemilik filosunun yanı sıra lüks markamız Explora Journeys’le 2028 sonuna kadar 6 gemilik bir filo olarak hizmet vermeyi hedefliyoruz. Özetle, okyanuslardaki lüks anlayışının standartlarını oldukça yükselttiğimizi ve lüksü bir anlamda yeniden tanımladığımızı söyleyebiliriz.
Explora Journeys filosunun ilk gemisi EXPLORA I, 2023 yılının Temmuz ayında suya indirildi ve en gelişmiş çevre ve denizcilik teknolojileriyle donatılarak okyanus yolculuğunda yepyeni bir soluk olarak sunuldu. EXPLORA I, konukları için ‘Denizdeki Evler’ olacak şekilde tasarlanan tümü muhteşem okyanus manzaralarına, özel terasa sahip 461 okyanusa kıyı suit, penthouse ve rezidansı; 6 özel restoran ve suitte yemek yeme imkânına sahip 11 farklı mutfak deneyimi seçeneği, 12 bar ve lounge (8 iç mekân ve 4 açık hava), 4 yüzme havuzu, 64 özel kabanalı geniş açık teras, sağlıklı yaşam tesisleri ve kaliteli eğlence olanakları sunuyor. Explora Journeys, şirketin Avrupa mirasından ilhamla konuklarına sürükleyici bir okyanus deneyimiyle saygılı ve sezgisel konukseverlik sunuyor.
Explora Journeys misafirlerini neler bekliyor?
Explora Journeys gemileri, bir yolcu gemisinden çok, bir süper yat olarak başarılı İngiliz tasarımcı ve Mimar Martin Francis imzasıyla tasarlandılar. Gemiye ilk adımınızı attığınız anda, kendinizi canlı ve samimi lüks bir butik otelde hissediyorsunuz. Mekânların ferahlığı, göz yormayan, şık ve sanatsal detaylarıyla kendine hayran bırakan atmosferi, sizi karşılayan ekibin üstün misafirperverliği ve istediğiniz anda istediğiniz her detayın sizin için düşünülmüş ve kişiselleştirilmiş olmasıyla kendinizi ayrıcalıklı bir dünyada buluyorsunuz. Kalite ve zarafet, size sunulan hizmetten oturduğunuz koltuğun kumaşına, yediğiniz yemekteki enfes tatlardan sizler için planlanan özel destinasyon deneyimlerine kadar her konuda size hissettiriliyor. Seyahat programları ise alışılmışın dışında destinasyonlar, birleştirilebilir tur programları, daha uzun süreli kalışlar ve gecelemelerle derinlemesine bir deneyim yaşama fırsatı sunuyor.
Gemimizde her bir parçası titizlikle seçilmiş kalıcı sanat koleksiyonu, konuklarımıza sürükleyici bir sanat deneyimi sunarken suit’lerden restoranlara, ortak alanlardan salonlara ve lobiye kadar her alanı zenginleştiriyor. EXPLORA I’de bulunan sanat galerisi, süreli olarak dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini barındırıyor. Örneğin 25 Eylül’e kadar Andy Warhol ve Roy Lichtenstein’ın sınırlı sayıda üretilmiş nadir serigrafi ve litografilerinin yanı sıra Andy Warhol’un tuval üzerine orijinal akrilik ve serigrafi eserlerinden oluşan yeni bir sanat koleksiyonunu konuklarımızla buluşturuyoruz.
Bir diğer söz etmemiz gereken konu ise dünya mutfaklarından özel seçkiler sunan restoranlarımız. EXPLORA I’da “fine dining” kavramına yeni bir açılım getiren Anthology, İtalya’nın gastronomik dünyasına benzersiz bir yolculuk sunuyor. Kuratörlüğünü dünyaca ünlü şef Franck Garanger’in yaptığı Anthology’de İtalya’nın tüm bölgelerinden farklı tarz ve tatlarını İtalya’nın yerel ürünlerini ve geleneksel tekniklerini kullanarak sunuyor. Aynı zamanda her restoranda farklı damak tatlarına hizmet eden çeşitli restoranlarda en taze içerikler ve usta dokunuşlarla hazırlanan reçetelerle benzersiz bir gastronomi yolculuğunu da beraberinde yaşatıyor.
Son olarak, konuklarımızın denizlerdeki evi olarak adlandırdığımız suitlerinde ise gerçekten ev konforunda bulabilecekleri tüm ayrıntılar, en kaliteli malzemeler ve dünyaca ünlü markalarla tasarlanmış durumda. Bu yüzden misafirlerimizi bu eşsiz deneyimle buluşturmak için sabırsızlanıyoruz.
Explora Journeys’in destinasyonları ve seyahat programları neler?
Explora Journeys’in ilk gemisi EXPLORA I, suya inmesinin ardından Karayipler ve Kuzey Amerika’da başlangıç sezonunu gerçekleştirdi. 2024 yaz sezonunda ise Akdeniz’e gelerek diğer cruise markalarından farklı olarak niş destinasyonlara demir atmaya devam ediyor. Akdeniz rotalarının arasında 8 kez uğrayacağı Türkiye limanları da yer alıyor. İstanbul, her zevkten konuğun aradığını bulabileceği bir destinasyon olması sebebiyle Türkiye denince akla gelen ilk yerlerden tabii ki; fakat, İstanbul’un yanı sıra cruise yolculuklarında hiç alışık olmadığımız bir bölge olan Bozcaada da programlar arasında bulunuyor. Diğer limanlarımız ise Bodrum, Kuşadası ve Marmaris olacak.
Seyahat programları mümkün olduğunca uzun süreli ve gecelemeli planlanmış durumda. Böylelikle konuklarımız, diledikleri gibi şehri yaşama şansına sahip oluyorlar. Aynı zamanda, her limanda yapılan destinasyon deneyimleri diye adlandırdığımız kara turlarıyla da özel gruplar ya da kendilerine özel turlarla doğal, kültürel, tarihi ve turistik mekânları yakından görme, hikâyelerini dinleme imkânı buluyorlar.
Seyahat programlarımız, diğer seyahatlere kıyasla aynı turları sezon boyunca dönüşlerle gerçekleştirmiyor. Her programın başlangıç ve bitiş limanı birbirinden farklı ve bu da konuklarımıza iki farklı turu birleştirerek daha uzun bir deneyim yaşama şansı sunuyor. Örneğin, İstanbul başlangıçlı bir programa dahil olduğunuzda son durağınız Pire, Atina limanı olabilir ya da isterseniz Atina’dan hareketle Venedik’e kadar uzanan programa da dahil olabilir ve seyahatinizi İtalya’da sonlandırabilirsiniz.
Gemimiz yaz sezonunu Akdeniz’de geçirmesinin ardından kış için daha sıcak bir bölge olan Karayipler’e geri dönecek. Aynı zamanda, filonun ikinci gemisi EXPLORA II’nin de eylülde suya inmesinin ardından 6 seferini Akdeniz’de geçirerek Karayipler’e yol alarak 14 sefer gerçekleştirmiş olacak.
Lüks seyahatler için müşteri beklentileri neler ve bu beklentileri nasıl karşılıyorsunuz?
Lüksü, estetik duygularına ve rahatlık hissine hitap eden bir anlayış olarak tanımlayabiliriz. Explora Journeys’de sunduğumuz hizmet tam da bunun karşılığı olarak tasarlandı. Markamız hayata geçerken, 20 binden fazla lüks gezgin ve 250’den fazla lüks seyahat danışmanıyla yapılan araştırmalar sonucu müşteri odaklı yaklaşımımızı planladık.
Bu araştırma sonuçlarına göre markamızın temelleri olan mekân, kalite, tasarım ve yolculuklarımız şekillendirildi ve zenginleştirilmiş bir deneyim sunmak, “Ocean State of Mind”a ulaşmak için gereken tüm unsurlar titizlikle işlendi. Günün sonunda, gemimizde 1 çalışan, 1.25 misafire hizmet sunuyor. Bu da neredeyse her bir misafirimizle birebir ilgileniliyor demek. Bu sayede her ihtiyacınıza istediğiniz anda, istediğiniz şekilde kolaylıkla ulaşabileceğiniz, kişiselleştirilmiş bir deneyim yaşama imkanı sunuyoruz.
Gelecekte cruise gemilerinde görmeyi beklediğiniz inovasyonlar nelerdir?
Bildiğiniz gibi artık her şey parmağımızın ucunda. Geleceğe doğru yelken açarken teknoloji, gemideki deneyimi şekillendirmede önemli bir rol oynayacak. Şu an cruise gemilerinde hem sürdürülebilirlik çalışmalarına katkı hem de dijitalleşen dünyaya adaptasyon sağlamak amacıyla ihtiyaç duyulan tüm bilgiler cruise şirketlerinin özel uygulamalarında misafirlere sunuluyor. Gerek gemi içindeki akıllı ekranlarda gerekse uygulamalar üzerinden misafirler, kendilerine özel oluşturulmuş içerikleri, gemideki programları, aktiviteleri, kara turlarıyla ilgili bilgileri bulabiliyor. Aynı zamanda kişiselleştirilmiş arayüzlerle gemideki hayatlarını kolaylaştırmalarına imkân sağlanıyor. Seyahat öncesi de çevrimiçi olarak biletleme işlemlerini, biniş işlemlerini gerçekleştirebilme olanağına sahipler. Gelecek yıllarda bunu daha da ileriye taşıyarak sanal asistanlık hizmetleri, interaktif uygulamalarla her yolcunun tercihlerine hitap eden kişiselleştirilmiş hizmetler, gerçek zamanlı bilgiler ve sürükleyici deneyimler bekleniyor.
Diğer yandan, teknolojiyi gemilerin farklı noktalarında da görebilmek mümkün olacak. Bunun bir örneği olarak, MSC Virtuosa gemimizde bulunan denizler üstündeki ilk robot barmenimizi örnek gösterebiliriz. İstediğiniz içeceği akıllı ekranlardan seçmenizin ardından robotumuz ustalıkla içeceğinizi hazırlıyor ve 8 farklı dil konuşabiliyor. Konuklara misafirperverliği hissettirebilmek adına duygu akışını hissettiren led yüzünü kullanabiliyor.
Teknolojinin ve sürdürülebilirliğin buluştuğu yerde, geleceğin cruise deneyimi şekilleniyor.
Cruise seyahatlerinin geleceği giderek sürdürülebilirlikle eş anlamlı hale geliyor. Cruise şirketleri, çevresel etkilerini en aza indirmek için daha temiz yakıtlar ve gelişmiş atık yönetim sistemleri gibi çevre dostu teknolojilere yatırım yapıyor. Enerji tasarruflu gemilerden azaltılmış tek kullanımlık plastiklere kadar, sektör daha sürdürülebilir ve sorumlu bir geleceğe doğru ilerliyor. Örneğin, EXPLORA I gemimizde hiç plastik ürün kullanılmıyor. Plastik şişeli sular yerine, her misafirin odalarına bırakılan kişisel mataraları, istedikleri zaman istedikleri yerden doldurulabiliyor. Aynı anlayış, geminin tasarımından operasyonel işleyişine kadar tüm aşamalarda incelikle düşünülmüş durumda.
Son olarak, kişiselleştirilmiş hizmetlerin her geçen gün öneminin arttığını vurgulamak isterim. Kişileştirilmiş hizmetleri geliştirebilmenin ilk adımı ise misafirlerin ihtiyaç ve beklentilerinin çok iyi anlaşılması, doğru analiz edilmesi ve elde edilen verilerin süreçlere dahil edilebilmesi. Misafirlerimiz, yılın en önemli günleri olan tatillerini değerlendirirken standart bir hizmetten ziyade kendilerini ayrıcalıklı hissedecekleri mekanları tercih ediyorlar. Bu da hizmet kalitesinin önemini ortaya koyuyor. Memnuniyetin artışı da aslında standartların her zaman yukarıya çekilmesi gerektiğini ve cruise şirketleri olarak gelişim noktalarının üstünde daha çok durmamız gerektiğini gösteriyor.