preloader

Ütopyanın Kapıları Aralanıyor

12.04.2023
Ütopyanın Kapıları Aralanıyor

Yazı Boyutu:

Sevil Kuranel’in izleyiciyi kendi ütopya dünyasına davet ettiği “Bu Benim Dünyam” adlı ilk kişisel sergisinin detaylarını sanatçıyla konuştuk.

Sevil Kuranel’in ilk kişisel sergisi “Bu Benim Dünyam”, 26 Nisan-10 Mayıs tarihleri arasında Akaretler B2’de ziyarete açılıyor. Kuranel’in izleyiciyi kendi ütopyasına davet ettiği sergi, sanatçının gözünden kadınlar ve hayvanların ilişkisini sanatseverler ile buluşturuyor. Frida Kahlo’dan ilhamla güçlü kadınlar, bu kadınların hayvanlar ile iletişimleri, canlı ve enerjik renkler, pop art izleri taşıyan çizgiler sanatçının iç dünyasına bir yolculuğa davet ediyor.

Resim yapma serüveniniz nasıl başladı, anlatabilir misiniz?

Resim serüvenim üniversite yıllarımda daha çok karakalem ile yapmış olduğum sanat tarihi eskizleri ve düşünsel arayışlar içinde ilerledi. Ardından gelen Frida Kahlo hayranlığım ile gelişti.

Mimari eğitiminiz sanat pratiğinizi nasıl etkiliyor?

Üniversite yılları zamanı almış olduğum dersler aslında bütün bu süreci oluşturuyor. Çünkü desen, temel sanat eğitimi ve perspektif dersleri ile temel sacayaklarının üstüne sanatsal birikimimi inşa etmeye başladım ve hâlâ devam ediyorum.

Sergi kapsamındaki çalışmalarınızla ilk defa karşılaşacağız. Bizi neler bekliyor?

Sergimin adı “Bu Benim Dünyam” sizleri ise sergi adından ilhamla “benim dünyam” bekliyor. Renklerim ile doğa-insan ilişkisi arasında kurduğum bağ ve söylemler sergi kapsamında karşınıza çıkacak.

Ütopyanın Kapıları Aralanıyor

Sergi hangi temalar etrafında şekilleniyor?

Tema ve ilk adım Frida Kahlo’nun sanata, doğaya ve yüzeye yaklaşımlarından esinlenerek girdiğim bu yolda kendi dünyamın objeleri ve renkleri arasında şekillendi. Aslında tema bir bakıma benim.

Kadınlar ve hayvanlar arasındaki iletişim üretimlerinize yansıyor. Bu diyaloğu nasıl tanımlarsınız?

Doğa ve insanlar arasındaki en güçlü bağ, diyalog ve iletişim. Eserlerimde kullandığım söylemler ise oluşturduğum dünyamın iç sesine karşılık buluyor.

Ütopyanın Kapıları Aralanıyor

Eserlerinizde dikkat çeken kadın figürleri feminist bir yaklaşımın da habercisi gibi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Hem evet hem hayır. Tema olarak eserlerim ‘benim dünyam’da şekillenirken, kadın figürünün ön planda olması bu temaya özel. Ama belki size birkaç tane sürpriz yapabilirim.

Sergiye çalışmaya devam ettiğiniz dönemde hepimizi yaralayan deprem haberiyle karşılaştık. Bu sürecin üretimlerinize nasıl yansımaları oldu?

Atölyeler sanatçıların mabetleridir. Zaten üretim süresi boyunca sürekli atölyede zaman geçirdiğim için böyle dönemlerde duygusal olarak daha fazla yükseldiğim oluyor. İçimde yaşadığım üzüntü ve hisler kendiliğinden renklere ve dokulara dönüşüyor.

Pop art izlerine rastlayabileceğimiz çizgileriniz var. Hangi akımlardan ilham alıyorsunuz?

Sanat akımları içinde pop art sanatından çok etkilendiğim doğrudur. Empresyonizm dışında duyguları en iyi ifade eden sanat akımı bence. Çünkü kişiliğim ve paletim pop art sanatına çok uyuyor. Öncülerinden; Andy Warhol, Roy Lichtenstein ile ilgili çok fazla araştırma yapıyorum. Tabii ki kübizm akımından da çok fazla kaynak araştırması yapıyorum. Özellikle Henri Matisse’in “Şapkalı Kadın” ve “Yeşil Çizgi” adlı çalışmaları üzerine okumalar yapıyorum.

Peki geçmişte hangi sanatçının yerinde olmak, yeteneğine sahip olmak isterdiniz diye sorsak kimi söylersiniz?

Çok zor bir soru benim için. Sanat tarihindeki her sanatçıdan bir parça almak isterdim.

Özellikle Leonardo da Vinci’nin zekâsını, Pablo Picasso’nun üretkenliğini, Frida Kahlo’nun azmini ve aşkını… Ve daha nicesi…

İlk kişisel serginizi açtıktan sonra önümüzdeki dönem için neler planlıyorsunuz?

Küçük bir ödül nefesi aldıktan sonra… Nerede kalmıştık… Devam…

Etiketler

Burcu Dimili
Burcu Dimili Tüm Yazıları