preloader

Philips LatteGo ile Sanatın Baristası: Deniz Sağdıç

14.08.2023
Philips LatteGo ile Sanatın Baristası: Deniz Sağdıç

Yazı Boyutu:

OGGUSTO ve Philips iş birliği ile sanatın önde gelen isimlerinden Deniz Sağdıç’ı Philips LatteGo ile buluşturduk. Sanatıyla ilham olan Deniz Sağdıç’ın rutinlerini ve hayatında kahvenin yerini izlemeye hazır olun!

“Sanatın baristası olur mu?” dediğinizi duyar gibiyiz. OGGUSTO x Philips iş birliği ile sanatın önde gelen isimlerinden Deniz Sağdıç’ı LatteGo ile bir araya getirdik ve sizlere kahve deneyiminin en sanatsal halini sunduk.

İlk olarak sizlere mükemmel bir kahve yapmanın yolunu açıklıyoruz. Yüksek kaliteli, aromatik kahveler demlemek en pratik şekilde Philips LatteGo 5400 ile mümkün! Ristretto’dan köpüklü cappucino’ya kadar taze çekirdeklerden 12 kahve çeşidi yapmanızı sağlayan makinede 12 ayardan oluşan farklı hassas öğütme çeşitleri mevcut. Aroma Extract sistemiyle de mükemmel sıcaklık, aroma ve krema elde edebiliyorsunuz. Üstelik kahve özelleştirme seçeneği sizlere kişiselleştirilmiş bir kahve deneyimi sunup 4 farklı kahve profili kaydetmenize de imkân veriyor. Yoğunluk ve uzunluk tercihinizi ayarladıysanız tek tuşla favori kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Sanatın sürdürülebilir halini bizlere sunan sanatçı Deniz Sağdıç ile bir aradayız. Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde sanat eğitimine başladıktan sonra Mersin’de kendi atölyesini kurdu. Öğrencilik yıllarında kendi atölyesinde resim eğitimleri verdi ve çeşitli kurumlarda sergilere katıldı. Genç yaşlarında kendine özgü plastik üslubu geliştirdi ve bunu imzası haline getirdi. Sanatçı, her türlü kullanılmış objeyi, atık malzemeyi geri dönüşüm ve ileri dönüşüm prensibiyle sürdürülebilir sanat olarak var ediyor.

Bize biraz kendinden bahseder misin, senin hakkında ne bilmeliyiz? Çalışmalarındaki temel motivasyon nedir?

Sürdürülebilir sanat yapıyorum ve sürdürülebilir sanatın iki tanımı var benim için; öncelikle nesnenin sürdürülebilirliği, doğaya ve çevreye ilham vermesi, ikincisi ise sanatın sürdürülebilirliği. Sanatın belirli mekânlar dışına çıkıp günlük yaşantının içerisinde anlık karşılaşma sağlanabileceği alanlar yaratmakla ilgili bir meselem var.

Çalışmaların temel motivasyonu aslında çalışmanın kendi dönüşüm yolculuğu diyebiliriz. Materyallerin bu dönüşüm yolculuğunda kendi anlamlarına yeni anlamlar kazandırması bu motivasyonun itici gücü…

Philips LatteGo ile Sanatın Baristası: Deniz Sağdıç

Çalışma ve üretim rutinini de merak ediyoruz. Nasıldır çalışma rutinin? Mesela çalışmaya başladığında her şey kafanda belli midir yoksa kendini akışa bırakıp süreç boyunca değişiklik yapar mısın?

Çalışma rutinim ve üretim programım her zaman düzenlidir, sürpriz yoktur. Başlamış olduğum çalışmanın tüm süreçleri ve teknik rotası bellidir, aslında zihnimde bitmiş olan çalışmaya yaklaşmaya çalışırım tüm süreç boyunca.

Bir sanatçı olarak senin için “isyan, başkaldırı” ne demek?

Sanat başlı başına bir isyandır. Benim sanatım ise bu başkaldırıyı en çarpıcı şekilde gerilla tarzında pazarlar. Sürdürülebilirliği anlatırken, sizi kendi çöplerinizle vurur ve önünüze en değerli yekpare bir parça olarak çıkar. Buradaki zıtlıkların varoluş ve dönüşümünden her zaman çok büyük keyif almışımdır.

Sanatın eleştiri potansiyelinin dışında dönüştürücü bir gücü olduğunu düşünüyor musun? Ya da sorunun en başına şunu koyalım; sanat eleştirmeli mi?

Tam olarak yukarıdaki cevaba paralel olarak şöyle devam etmek isterim. Sanat dönüştürürken yeni kavramlar doğurmaya devam eder ve bu yeni kavramlarla kitleleri peşinden sürekler. En çarpıcı şekilde eleştirirken, eleştirilen de her zaman eleştirilir. Bu sanatın deviniminin sadece küçük bir parçası olarak karşımıza çıkar.

Geçimin sanat piyasasına bağlı olduğuna göre, sanat piyasasının senden ne istediği senin için ne kadar önemli?

Aslında soruya tekrar öbür taraftan bakmayı deneyelim. Geçimin sanat piyasasına bağlıysa ve bunu 25 yıldır sürdürebildiysen şayet, sanat piyasası tarafından istikrarlı şekilde talep edilen sanatçı olarak istediğin şeyi almışsındır diyebiliriz. Bu sürdürülebilirliği ise sanatçı ancak kendi özgünlüğü ve özgürlüğü ile sürdürebilir.

La chapelle bir röportajında “Gerçek sanatçılar şans ve risk alır ve sonuçları hakkında endişelenmezler” demiş, bizim coğrafyamız konjonktüründe buna katılıyor musun?

Kesinlikle katılıyorum ve bunu duymamıştım çok sevdim. Varoluşumla çok iyi fitleşen bir cümle olmuş!

Philips LatteGo ile Sanatın Baristası: Deniz Sağdıç

Sanatçı olduğundan hiç şüphe duydun mu?

Sanırım hiçbir zaman şüphe duymadım, en kötü şartlarda bile. Ve hatta en başından beri, süreç boyunca en son noktaya gelmiş varlığıma hizmet etmekle uğraştım.

Çok büyük paralara mâl olan fantastik, ayrıntılı sanat eserleri yapabileceğin ayrıcalıklı bir konumda olsan; yapacağın ilk proje ne olurdu?

Sanırım şu an tam olarak sürdürülebilir hayat felsefesini benimseyen, kendi kendine yetebilen, her şeyiyle düşünülmüş, ayrıntılı eserlerimle globalin ortasında bir sanatçı olarak Sustainable Art House’ı kurdum. Dünyada ve Türkiye’de benzerinin olmayışıyla binanın kendisi bir sanat eserine dönüştü. Devasa bir ekiple, her detayın ince ince işlendiği bu yapının ikinci ayağı olan vakıf olma projesine doğru ilerliyorum. Vakıf sonrasında ise çok daha büyük, çok daha çarpıcı bir proje var. Şimdilik ancak buraya kadar paylaşabilirim, takipte kalınız.

Bugünlerde genç neslin sanata daha fazla ilgi gösterdiğini fark ettin mi?

Kesinlikle! Gelen talepler doğrultusunda mutlaka ortaokul, lise, üniversite ve gençlerin oluşturduğu topluluklara konuşmacı olarak davet ediliyorum. Çok çeşitli branş ve alanlardan gelen bu davetleri kırmayarak belirli bir takvimde davetlere katılıyorum ya da Sustainable Art House’da ağırlıyorum. Bu ilgi paylaştıkça çoğalıyor, yayılıyor bunu her geçen gün fark ediyoruz.

Philips LatteGo ile Sanatın Baristası: Deniz Sağdıç

Bir sanat eserinin, örneğin bir resmin açıklanması, anlatılması hakkında ne düşünüyorsun?

Eser elbette kendini “resmin açıklamasından” önce açıklar, izleyiciye anlatır. Ancak eserin olmadığı metnin sayfalarca eseri anlattığı pozisyonlarda ise genelde izleyiciler ve sanatçılar tebessüm ediyor oluyor.

Sanatçı olmaya karar verdiğin günlere döndüğünde sana “Sanatçı olmak istiyorum” dedirten şey ne oldu?

Sanatçı bir ailede ve sanat atölyesinde büyüyen bir çocuk olarak “sanatçı olmak” sonradan kazanılan bir şey gibi gelmemişti. Hep içinde olduğun bir şey gibi tanımlamıştım.

Dolayısıyla profesyonel olarak güzel sanatlara yönelik seçimim de kimseye sürpriz olmamakla beraber büyük hedefler, sorumluluklar yüklenerek, özellikle canım babacığımın “Deniz ne zaman dünyanın en önemli sanatçısı olacaksın” sorularıyla devam etti.

Sanat, hayatta kalma yolculuğunda yardımcı oldu mu?

Sanat ve üretim hayatta kalma yolculuğumda her zaman “nefes” oldu.

Favori kahven nedir? Günün hangi saati için “Kahvesiz yapamam” dersin?

Çekirdekli kahveyi kendim öğütmeliyim ve dengeli aromalar favorilerim oluyor. Düzenli olarak her sabah güne başlarken kesinlikle kahve içerim. Gün içinde bu tüketim kahvenin çeşitleriyle devam eder.

Teknoloji ve sosyal medya gibi şeylerin, insanlara birbirleriyle bu kadar saf bir şekilde nasıl birlikte olunacağını unutturduğunu düşünüyor musun?

Açıkçası bunu bilemiyorum çünkü ben sosyal medyayı tamamen iş ve projelerin ilanı olarak kullandığım için ki hatta asistanım yönetiyor oluyor ve hesap her zaman şişmiş durumda bildirim yığınlarına geri dönüş yapılmaya çalışılıyor. Ben kendi yakın çevremi dahil takip edemiyorum, yakalayamıyorum. Ancak bu bahsettiğiniz durum sanki biraz daha “Y kuşağına ve hatta Z kuşağına” ait bir durummuş gibi geliyor bana.

Philips LatteGo ile Sanatın Baristası: Deniz Sağdıç

Pop quiz başlıyor…

Bir motto seçecek olsaydın…

İstikrarlı hayat hakikattir.

Peki, olmazsa olmazım dediğin bir şey var mı?

Kızım.

Tatil için favori destinasyonun?

Taşucu.

Kahvesiz olmaz, senin favori kahven hangisi?

Latin Grande.

En sevdiğin, favori sanatçın?

Pek yok.

Bugüne kadar aldığın en iyi nasihat?

“Her ne yapıyorsan severek yap; tutkuyla, aşkla, hakkını vererek yap! Ya da hiç yapma. Konuşarak zaman kaybedeceğine uygulayarak deneyim kazan.” – Ahat Sağdıç.

Bir kişide önce neye dikkat edersin?

Samimiyet.

En son hangi kitabı bitirdin?

“Sürdürülebilirlik – Gerekli Bilgiler Dizisi” / Kent E. Portney.

Tek bir süper güce sahip olacaksın, tercihin ne olurdu?

Uçmak.

En çok kime gülersin?

Kardeşim (Koordinatörüm).

Sanatçı olmasan ne olurdun?

Bakan.

*Bu içerik Philips iş birliğinde hazırlanmıştır.

Banu Seyhan
Banu Seyhan Tüm Yazıları