Seyyah, Seyahat ve Art: Seyyahart
Yazı Boyutu:
Maddi gelir elde etmek düşüncesiyle başladığı “Seyyahart” fikriyle karton bardaklara çizim yapıp satarak dünyayı gezen Berk Armağan ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle sizi ve “Seyyahart”ı tanıyabilir miyiz?
Ben Berk Armağan, 27 yaşındayım. İstanbul Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği mezunuyum. Dünyayı gezmek için maddi gelir elde etmek düşüncesiyle başladığım “Seyyahart” fikriyle karton bardaklara çizim yapıp satarak geziyorum. Bu fikri hayata geçirdiğim Ekim 2016’dan bu yana 25 ülke 60’dan fazla şehir gezdim. Çizim konusunda herhangi bir eğitimim olmamasına rağmen geçtiğimiz 5 yıldan uzun bir sürede bunca yer görüp binlerce insana ulaştım. Bugüne kadar yaptığım şeylerde hiç kimseden etkilenmedim, fikrini çalmadım. Aklıma gelen değişik şeyleri ve bana keyif veren konuları çizip insanlarla paylaşıyorum. Ve sadece çizim yapıp paylaşmıyorum, bu çizimi neden yaptığımı, çizimin hikâyesini, tarihini de insanlarla paylaşıyorum. Çizim onlarca saatimi aldığı gibi bu çizime dair hazırladığım yazılar da benim birkaç saatimi alıyor. “Seyyahart” hayalimi yaşamak için 6 yılımı verdiğim, şu an hayatım haline gelen A’dan Z’ye bir emek ürünü ve hayatımı yaşama şeklimdir.
Sizi “Seyyahart” fikrine yönelten ilk olay ne oldu?
İlk olarak 2015 yılında arkadaşıma doğum günü hediyesi yapma düşüncesiyle bardak çizdim. O zamanlar karton bardak çizip satma fikri, yani “Seyyahart” yoktu. Arkadaşım Starbucks düşkünü biri olduğu için aklıma böyle bir hediye yapma düşüncesi geldi. Beni bunu yapmaya iten şey çizim yapmanın manevi olarak değerli olmasıydı. Star Wars ve Küçük Prens’i çok sevdiği için bu ikisini harmanlayıp Küçük Prens yerine Darth Vader ve Ölüm Yıldızı’nı koydum. Arkadaşım hediyeye bayıldı. Sosyal medyada paylaştı. Arkadaşları da bayıldığını söyledi. Bunlar benim aklımın bir köşesinde kaldı.
2016 yılının başlarında hayatımın çok monoton olduğunu fark edip farklı bir şeyler yapmaya, Türkiye’yi keşfetmeye yöneldim. İstanbul dışında bir yere çıkmadığımın farkına vardım. Küçük Kara Balık hikâyesini bilirsiniz, aileme akvaryumumdan çıkacağımı söyledim. O zamanlar param azdı. Düşük bir bütçe ile 2016 yazını otostop yaparak, çadır kurarak, tanıştığım insanların evlerinde kalarak Türkiye’nin sahil bölgelerini gezerek geçirdim. Gezmenin tadını aldıktan sonra dünyayı keşfetme isteği başladı. Bunun için daha fazla bütçe gerekiyordu. Bu esnada para kazanmak için aklıma iki fikir geldi: Ya yarı zamanlı çalışacaktım ya da geçmişte aklımda kalan karton bardak çizme fikrini deneyecektim.
Sokakta ressamların çizdikleri şeyleri sattığını biliyordum. O güne kadar hiç sokakta herhangi bir şey satma tecrübem olmamasına rağmen kahve dükkânlarından ücretsiz aldığım karton bardaklara popüler karakterleri çizdiğim 12 bardaklık bir bardak serisi hazırladım. Şişhane metrosunun yanındaki duvara dizdim. Bir kartona da “Dünyayı gezme hayalim için karton bardaklarımdan satın alıp bana destek olmak ister misiniz?” yazdım. O gün 6 saatte 7-8 bardak satarak 150 TL para kazandım. Sonrasında sokaktaki başarımı sosyal medyada da denemeye karar verdim. Seyyah (ben), seyahat (amacım), art (aracım) kelimelerinin birleşimi olan “Seyyahart” ismini buldum. Tüm sosyal mecralarda ve domain olarak ismi aldım. Ekim 2016’dan bu yana karton bardaklara çizim yapıp satıyorum.
Seyyahart… Peki bu ismin bir hikâyesi var mı?
“Seyyahart” ismine çok önem veriyorum. Çünkü Berk Armağan bana ailem tarafından verilmiş isim ama Seyyahart tamamen benim oluşturduğum hayatımı yaşama şeklimi, geleceğimi, amacımı, aracımı ifade eden kapsamlı bir isim. Ben seyyah, amacım seyahat, aracım sanat (art). Bunların birleştirince seyyahart oluyor. Y ve R harflerini çıkartınca amacım ortaya çıkıyor. Bu ismi bulmak için çok düşündüm. Gelişigüzel bir isim değil, hayalimi anlatan özel bir isim.
Çizimleriniz ile bu zamana kadar kaç ülkeyi karton bardağa taşıdınız?
Önceden vaktim ve param kısıtlı olduğu için her ülkenin popüler şehrinde bir çizim yapıyordum. Şu aralar gittiğim yerde daha uzun kalıp daha fazla çizim yapabiliyorum. Bu zaman kadar gezdiğim yerler eksiksiz olarak şu şekilde: Makedonya (Üsküp, Matka), Sırbistan (Belgrad), Bosna Hersek (Saraybosna, Mostar), Karadağ (Kotor, Budva, Perast), Ukrayna (Lviv, Kiev), Norveç (Oslo, Voss, Flam, Bergen), İsveç (Göteburg, Malmö, Stockholm), Danimarka (Kopenhag), Avusturya (Viyana), Slovakya (Bratislava), Polonya (Varşova, Krakow), Almanya (Berlin, Dresden, Köln, Essen, Düsseldorf, Duisburg, Wierchem), Hollanda (Amsterdam), Belçika (Brugge, Brüksel), Fransa (Paris), İtalya (La Spieza, Pisa, Floransa, Roma, Venedik), Hırvatistan (Zagreb), Gürcistan (Batum), Qatar (Doha), Japonya (Tokyo, Yamanaşi, Kyoto, Nara, Osaka, Hiroşima), Ürdün (Amman, Petra, Aqaba), Rusya (Moskova, St. Petersburg), Güney Kore (Busan, Seoul), İskoçya (Edinburgh), ABD (New York, Colorado, Alaska, Nevada, Arizona, California, Utah, Maryland, New Jersey, Vermont, Connecticut, Massachusetts).
Sizi en çok etkileyen ve kendine hayran bırakan ülke neresi oldu?
Norveç ve Japonya benim gezdiğim yerler arasında en çok etkilendiğim 2 ülke. Hâlâ hangisi birinci sırada olmalı karar veremedim. Ama her iki ülkede de aşırı huzurlu, güvenli ve değerli hissettim.
Gittiğiniz ülkelerde birbirinden farklı birçok mimari eser var. Bu noktada, seyahat ettiğiniz ülkelerde hangi mimari eseri çizeceğinize nasıl karar veriyorsunuz?
Öncelikle bardağına uygunluğuna bakıyorum. Her yapı bardağa çizmeye uygun değil. Enine çok geniş mimari yapılar bardağa çizmeye uygun değil. Bardağın ön yüzeyi yanı 180 derecelik kısmı benim çizim yaptığım alan. Buraya sığdırabileceğim tüm yapılar çizime uygun. İlk kriterim bu. İkincisiyse, popülerlik. Gittiğim yerde genelde bütçe ve zamandan ötürü kısıtlı süreler kalmak zorunda kalıyorum. Bu yüzden etkisi yüksek olacağını düşündüğüm, pek çok insana hitap edebilecek yapıları seçiyorum. Eğer uzun süre kalacaksam kıyıda köşede kalmış, herkesin bilmediği, güzel hikâyelere sahip şeyleri de çiziyorum.
Sadece gittiğiniz ülkelerdeki mimari eserleri değil, aynı zamanda insan portreleri ve sanat eserleri gibi birçok çizimi de karton bardaklara taşıyorsunuz. Bu zamana kadar sanatınızı toplam kaç karton bardağa taşıdınız?
İnsan portrelerini genelde ‘Ünlü Bardaklar’ serimde icra etmeye çalışıyorum. Neden diye soracak olursanız, her fotoğraf çizime uygun değil. Ünlülerin profesyonel, güzel ışıkta çekilmiş, çizime uygun pek çok fotoğrafları var. Normalde 2017 yılına kadar portre siparişi alıyordum. Fakat sipariş veren biri (bulanık fotoğraf atmasına rağmen) çizdiğim bardağı beğenmedi. Parasını iade etmeyi teklif ettim, parasını da almadı. O gün insan portresi siparişi almaya son verdim. Ünlülerle kısıtlı bu alanım. Sanat eserlerine gelecek olursam, “Art ist cup’’ adını verdiğim sanatçılar ve eserlerini iki bardağa çizip birleştirdiğim özel bir serim de var. Bu seriye bardak üretmekten çok keyif alıyorum. Dünyanın en ünlü sanatçılarını ve eserlerini çizmek bana keyif veriyor. Bu zamana kadar binlerce bardak çizdim (600’den fazlası aldığım siparişlerden oluşuyor). Binlere geçince saymayı bıraktım.
Instagram’da en çok beğenilen ve ilgi gören karton bardağınız hangisi oldu?
Genelde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk bardakları çok ilgi görüyor. Bu bardakları sadece özel günlerde yapıyorum ve “satmıyorum”. Satmadığımı özellikle belirteyim çünkü Ulu Önder üzerinden çok prim yapan insan var. Ben onlardan biri değilim. Onun hayranıyım, takipçisiyim. Hayat hikâyesi bana büyük bir ilham kaynağı.
Sadece karton bardağın üstünde sanat yapmıyor, aynı zamanda projeler de gerçekleştiriyorsunuz. Gerçekleştirdiğiniz ve planladığınız/hayalini kurduğunuz projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kesinlikle, bir proje adı altında eser üretmek bana daha keyifli geliyor. Bir de başak burcu olduğum için düzen takıntım var. Böylece ürettiğim şeyler galeride, müzede sergilenen koleksiyonlar gibi ayrı oluyor. Bu bana keyifli geliyor. Bu zamana kadar “İstanbul’un Bardakları”, “Art ist cup”, “Ünlü Bardaklar”, “United Cups of America”, “Europeacup” ve göz bebeğim yaşadığım ülkeyi yansıtacağım “Memleketimin Çizgileri”.
Hâlâ devam eden Memleketimin Çizgileri serim için henüz 14 şehir gezebildim fakat yakında bu sayı 20’lere çıkacak. Şu an özel bir proje için bardaklar çizmekteyim. Bu projeyi bitirince tüm odağım Memleketimin Çizgileri olacak. Bunun dışında bundan 1 ay önce Avrupa’ya gittim. Almanya, Belçika ve Fransa’yı gezdim. Yaza doğru Europeacup serim için tüm Avrupa’yı çizme planım var.
Pandemi ve dünya ekonomisi, ne yazık ki seyahat planlarımızı etkiledi. Bu noktada siz ne düşünüyorsunuz?
Pandeminin ilk yılı bu yüzden gezemedim. Ama üretkenliğim asla durmadı farklı yüzeyler üzerine (bisküvi, el dezenfektanı şişesi, lateks eldiven, maske, odamın duvarları) çizimler yaptım. Her yüzeye çizebildiğimi hep söylüyordum ama insanlara göstermemiştim. Bu eksikliğimi gidermiş oldum. Bir yılın sonunda da Amerika’ya gittim (Pandemiden önce 10 yıllık Amerika vizesi almıştım). O geziden sonra bir daha hiç ara vermedim. Zaten yaşam amacım gezmek ve çizmek. Bu yolda her şeyi göze alıyorum. Ölürsem de bu uğurda ölürüm, hiç de pişman olmam. Bu derece yaptığım işe tutkuyla ve sevgiyle bağlıyım.
Ekonomik anlamda çok zorluk yaşamadım. Zaten çok düşük bütçelerle geziyorum. 2017 yılında yaptığım 41 günlük Avrupa seyahatinin bana maliyeti 300 euro’ydu. Ayrıca zamanla artan takipçi sayımla dünyanın pek çok yerinde arkadaşlarım oldu. Genelde bir yere seyahat edeceğim zaman sosyal medyada paylaşım yapıyorum. Bahsettiğim arkadaşlarım “Evimizde konaklayabilirsin” şeklinde teklifte bulunduğu takdirde onların evlerinde kalıyorum. Couchsurfing mantığındayım. Gezerken yeme-içme konusunda da minimal düzeyde harcamalar yapıyorum. Doysam yeter mantığındayım. Genelde param ulaşıma ve müzelere gidiyor.
Planlanan bir sonraki seyahatinizin rotası neresi olacak? Bu seyahatte hangi çizimi karton bardakta göreceğiz belli mi?
Yakında yoğun bir şekilde Memleketimin Çizgileri serime odaklanacağım. Türkiye’nin pek çok farklı şehrini bardağa çizip sizlere göstereceğim. Yakında Samsun, Malatya, Nevşehir ve Kayseri’den çizilmiş bardakları göreceksiniz. Yaz aylarında da Avrupa’ya gitmek istiyorum. Bu gezim için ipucu vermeyeyim. Sürpriz olsun, takipte kalın.
Karton bardaklarınız gerçekten çok farklı ve anlamlı bir hediye seçeneği. Bunun için kişiye özel siparişler ile karton bardağa çizimler yapıyor musunuz? Yapıyorsanız nereden sipariş verilebilir?
Ben zaten başından beri kişiye özel siparişler yaparak para topladım (Bugüne kadar en az 600 tane özel istek bardak çizdim). Artık daha çok markalarla iş birliği üzerine bardak çizimi yapıyorum. Gezilerden ve marka çalışmalarından dolayı şu an yoğunum fakat müsait olduğumda özel siparişler alıyorum. Sipariş vermek isteyenler Instagram’dan bana yazsın, çizdiğim şeylere benzer istekler alıyorum.
Eklemek istedikleriniz…
Çizim istekleri, karton bardaklara bakış ve hayat dair düşüncelerimi söylemek istiyorum. İnsanlar genelde benden çizim isteğinde bulunduğunda “Beni ya da sevgilimi çizer misin?” şeklinde isteklerde bulunuyorlar. Alınmasınlar lütfen ama bu istek çok klişe. Bana değer verdiğiniz kişiye dair özel bir hediye yapmak için geliyorsunuz ama fotoğraf makinesiyle tek tuşla çekince ortaya çıkan bir şey istiyorsunuz. Ayrıca sürekli aynada kendinizi görüyorsunuz zaten. Bence yaşantınızda özel olan şeylerden (Sizi çok etkileyen bir yazar, bir film karakteri, bir sanatçı, bir eser, bir yer, bir mimari…) gibi isteklerde bulunursanız ortaya daha özel ve anlamlı bir şey çıkar diye düşünüyorum. Bu benim şahsi fikrim, katılmayabilirsiniz ama 6 yıldır bu işi yapıyorum. Benim bu düşünceme kulak verip pişman olan henüz görmedim.
Aynı zamanda Türkiye’de bana çoğunlukla “Neden porselene, cama, daha dayanıklı bir yüzeye çizmiyorsun?” şeklinde çok soru geliyor. Türkiye diye özellikle belirttim, gezdiğim 25 ülkede hiçbir insan bana bu soruyu sormadı. Tuval, duvar, demir, kağıt, ahşap, bisküvi, lateks eldiven, muz kabuğu, plastik, yumurta kabuğu, maske gibi pek çok yüzeye çizim yaptım. Karton bardağa özellikle çizim yapmamın nedeni dünyanın her yerinde kahve dükkânlarının olması ve şehirlerde yaşayan her insanın elinde gün içerisinde mutlaka görmemle alakalı. Karton bardak dünya üzerinde en çok kullanılan materyallerden biri.
Bu kadar çok tüketilen bir şeyden hayalimi gerçekleştirmek için sanat eseri üretmek yaptığım asıl şey benim. Bunu yapmaktan keyif alıyorum. Diğer her yüzeye de çizim yapıyorum ama karton bardak benim hayalimi gerçekleştirme şeklim.
Hayata dair ise şunu söylemek istiyorum. İnsanlar bir şeyleri denemeye korkuyor. Çoğu insan İngilizce’den anlar fakat konuşamaz. Neden? Konuşmayı denemeye, hata yapmaya korktuğu için. Hobilerin çoğu için bu örneği kullanabiliriz. Bir hobi edinirken başlangıç zordur. Çünkü deneyip hata yapmak gerekiyor. Benim en büyük başarılarımdan biri denemek. İlk çizimlerime bakın. Ben bu işin eğitimini almadım. Keyif alarak yaptığım bir şeyi hayatım haline getirdim. Gördüklerimi iyi çizme yeteneğim çocukluğumdan beri var ama “Seyyahart” fikrine başlayana kadar doğru düzgün çizim yaptığım yoktu. Hayalimi yaşamak için bu fikri denemeye karar vermemle bu noktalara geldim. Çok hata yaptım ama denemekten hiç vazgeçmedim. Lütfen, bir şeyi yapmak istiyorsanız denemekten korkmayın. Güzel şeyler ne yazık ki kolay gerçekleşmiyor.