Türk Mücevher Tasarımcıları: Başak Baykal

Tabiatın hazinelerini eşsiz birer mücevhere dönüştüren Başak Baykal ile markası ve mücevher dünyası üzerine sohbet ettik.

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Kapalıçarşı’nın oldukça eskilerinden kuyumcu bir babanın kızıyım. Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra Londra’da pazarlama alanında yüksek lisans eğitimimi tamamladım ve yaklaşık 18 sene ilaç sektöründe farklı pozisyonlarda yöneticilik yaptım. 2016’da ikizlerimi dünyaya getirdikten sonra bu kadar yoğun bir iş temposuna daha fazla devam etmek istemediğime karar verip, ruhuma iyi gelecek şeylere yönelme hayaliyle 2017’de kurumsal hayatı bıraktım. İstanbulluyum ama hâlâ Londra’da yaşıyorum.

Mücevherlere olan tutkunuzu ne zaman fark ettiniz?

Annemin mücevherlerini hatırlıyorum, babam Kapalıçarşı’da yaptırır, getirirdi. O zamanın modası beyaz altınlar, pırlantalar, büyük yüzükler… Annem, hepsine sahip olacağım günü bekleyip durduğumu anlatırdı hep. Sanıyorum bendeki, çocukluk döneminde filizlenmiş fakat biraz saklı kalmış bir tutku. Yalın bir stilim vardır, sadeliği tek bir parça ile taçlandırmayı severim.

Markanızın kuruluş sürecini anlatır mısınız?

Kurumsal hayatla vedalaşmamın ardından bir süre kendime vakit ayırdım. Ne yapmak istediğimi biliyordum ama nasıl yapacağımdan ve nereden başlayacağımdan emin değildim. Biraz işi öğrenmeye çalıştım, ustalarla konuştum ancak her şeyin bir anda kağıda dökülmesi, pandemiden dolayı ailece Bodrum’a kapandığımızda gerçekleşti. Doğanın uyanmaya yüz tuttuğu bir dönemdi, her sabah bahçeye indiğimde farklı bir tomurcuk, yeni açmış bir çiçek görüyordum. Hikâyem böyle başladı. Ben tesadüflere inanır, birçoğunu işaret olarak kabul ederim. O süreçte karşıma çıkan insanların hepsi, birer işaretti sanki. Her şey inanılmaz hızlı ilerledi ve markam ortaya çıktı.

{774073}

İlk koleksiyonunuzdan biraz bahseder misiniz?

Sonbahar/Kış 2021-22 sezonunda lanse ettiğim ilk koleksiyonum “Natural Treasures”, Ege’nin olağanüstü güzellikteki bitki örtüsünün değerli taşlar aracılığıyla her biri yalnızca bir adet üretilen heykelsi mücevherlere dönüşümünü konu alıyor. Akuamarin, pırlanta, zümrüt ve safirler, Kapalıçarşı zanaatkârlarının hünerli ellerinde unutmabeni çiçeği, papatya, fuşya çiçeği, mum çiçeği, portakal çiçeği, elma çiçeği, vişne çiçeği ve başak görünümünde kolye, küpe ve bilekliklere hayat veriyor. Yarattığım özgün ve eşsiz 27 farklı parçayla Bodrum’un özgür ruhunu yansıtmayı amaçladım. Bu koleksiyonda Van Gogh’un 1890 tarihli Başaklar tablosuna atıfta bulunan başak motifini ise imza tasarımım olarak her sezon farklı şekilde yorumlamayı hedefliyorum.

Markanızı 3 kelimeyle anlatın desek?

İki kelime de yeterli: Çabasız lüks.

Koleksiyonlarınızı hazırlarken nelerden ilham alıyorsunuz?

Doğadan, çiçeklerden. Bir de kafamda hep aynı ses konuşuyor: Ben bunu takar mıydım? Kendim kullanmayacağım hiçbir tasarımı, yapmış olmak için asla yapmam.

Hayatınızın sonuna kadar tek bir mücevher takmak zorunda olsanız neyi seçerdiniz?

Annemin bana evlenirken hediye ettiği antika elmas kesim tektaş yüzüğünü takardım.

Gelecekte mücevheri nerede görüyorsunuz?

Mücevherin, onu seven ve taşımayı bilen her kadının hayatında önemli bir yer kaplamaya devam edeceğine inanıyorum. Dünyanın geldiği noktada, hayatlarımız her geçen gün biraz daha karmaşıklaşıyor. Yaşantımızı minimalize etmeye uğraşacağımız ileriki yıllarda, bence gerçek lüks tek parça bir mücevherle sadeliği başka bir seviyeye taşımak olacak. Tek parçanın ihtişamı, takıp takıştırmaktan daha büyük etki yaratacak.

{773860}

Mücevheri en güzel taşıyan kadınlar sizce kim?

Oyunculuğu kadar mücevherlerle kurduğu bağla da efsaneleşmiş Elizabeth Taylor, bu anlamda gerçek bir ilham kaynağı. Son dönemde ise Zendaya, kendinden emin duruşunu pekiştiren sade ve modern tercihleriyle beni en çok etkileyen isimlerin başında geliyor.

Çok sevdiğiniz birine hediye edeceğiniz mücevher hangisi olurdu?

Seçimime kişinin tarzı yön verecek olsa da mutlaka sık sık kullanılabilecek bir parça hediye etmek isterdim. Koleksiyonumda yer alan Mimoza yüzük ve Başak kolye ya da bileklik arasında epey bocalardım herhalde!