preloader

Döngüsel Ekonomi Girişimi Hikayesi: Nivogo

Döngüsel Ekonomi Girişimi Hikayesi: Nivogo

Yazı Boyutu:

Kullanım sürelerini tamamladığı düşünülen ve potansiyel atık olarak görülen ürünleri yeniden hayata döndüren Nivogo’nun kurucusu Arnas Akbaş, girişim hikâyesini anlatıyor.

Markanızın kuruluş hikâyesini ve döngüsel dönüşüm yolculuğunuzu anlatır mısınız?

Nivogo’nun hikâyesini anlatmadan önce ismimizin anlamından bahsetmek isterim. Nivogo olarak biz, “yeni” (nivo) ve “harekete geçmek” (go) kelimelerinden oluşan bir döngüsel dönüşüm hareketiyiz. Amacımız yeninin tanımını değiştirerek, satın alındıktan bir süre sonra kullanım sürelerini tamamladığı düşünülen ve potansiyel atık olarak görülen ürünleri yeniden hayata döndürmek. Böylece yeniyi; potansiyel atık olmaktan çıkararak umuda dönüştürüyoruz. Nivogo’nun doğuş hikâyesi de moda sektöründe hâlâ kullanılabilir nitelikteki ürünlerin atık olarak görüldüğünü fark etmemizle başlıyor.

Kuruluş hikâyemizi anlatırken kullanmayı çok sevdiğimiz, faaliyet gösterdiğimiz güncel duruma çok uyduğunu düşündüğümüz bir analoji var, onu paylaşmak isterim. Gabriel Garcia Marquez’in Kırmızı Pazartesi kitabını pek çoğumuz biliyordur. Kitap, işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin hikâyesini anlatır ve ilk cümlesinde kitabın sonunda ne olacağı okuyucuyla paylaşılır. Hem katilin hem kurbanın hem de kasaba sakinlerinin tamamının işleneceğinden haberdar olduğu bu cinayetin işlenecek olmasından rahatsızlığını herkes ne kadar dile getirse de kimse gerçekten gerekli olan adımı atarak cinayeti önlemeye yeltenmez. Moda sektöründeki durum da bu kitabın hikâyesine benziyor.

Rakamlara baktığımızda moda endüstrisinin çevreye verdiği ciddi ancak önlenebilir zarar kendini apaçık gösteriyor. Tüm insanlığın ürettiği karbon emisyonunun %10’u moda sektöründen kaynaklanırken bu sektörün sebep olduğu atıklar küresel atığın da %4’ünü oluşturuyor ve moda endüstrisini ne yazık ki petrolden sonra dünyayı 2. en çok kirleten büyük endüstri haline getiriyor.

Döngüsel Ekonomi Girişimi Hikayesi: Nivogo

Biz Nivogo olarak işlenecek bu cinayete olan rahatsızlığımızı sadece dile getiren bir kasaba sakini değil, herkesin işleneceğini bildiği bu cinayeti önlemek için kollarını sıvayan ve çalışmaya başlayan taraf olmak istiyoruz.

Moda perakendesinde çalıştığım yıllarda rolüm gereği birçok ülkede sayısız mağaza, depo ve marka inceleme şansım oldu. Gelin görün ki ülkeler, şehirler, markalar değişse de sorun hep aynı: Moda inanılmaz bir atık üretiyor. Tabii burada herkesin ilk refleksi moda endüstrisinin ana oyuncularını yani markaları suçlamak. Ancak biraz daha detaylı üzerine düşünüldüğünde anlaşılıyor ki aslında bu problem kimsenin kazanmadığı bir çıkmaza dönmüş durumda ve bu çıkmazdan bizi ne markalar ne kanun yapıcılar ne de sivil toplum kuruluşları tek başına çıkarabilir. Ancak ve ancak bütün bu paydaşların orkestrasyonunu da yapabilecek ve bu soruna kafayı takmış dinamik bir organizasyon bu sorunu çözebilir. Tam da bu hedefle Nivogo’yu 2021 yılında kurduk.

Nivogo’da; moda endüstrisinin her katmanında oluşan âtıl ürünlere ve potansiyel atıklara, geliştirdiğimiz eşsiz teknoloji ve operasyonel kabiliyetlerimizle en doğru dokunuşları yapıyor ve bu ürünleri bir sonraki kullanıcılarına ulaştırıyoruz.

İnsanlık olarak bizler, moda endüstrisinde “tüketici” değil birer “kullanıcı” olduğumuzu fark etmeliyiz.

Kurulduğunuz ilk zamanlarda hedefleriniz nelerdi, günümüzde hangilerine ulaşabildiniz?

Elbette artık çalışmayan bir düzeni topyekûn değiştirmeyi hedefleyen her hareket gibi bizim de her geçen gün daha da yaklaştığımız büyük hedeflerimiz var. Bunlardan en anlam yüklediğimiz 2 tanesini paylaşmak isterim.

İnsanların moda ürünlerine bir hızlı tüketim ürünü gibi yaklaşması gezegenimizi bugünkü haline getirdi. Oysa insanlık olarak bizler, moda endüstrisinde “tüketici” değil birer “kullanıcı” olduğumuzu fark etmeliyiz. Çünkü bir tişört tüketemez, ancak bir süre kullanabiliriz. Ancak Nivogo’dan önce, kullanım süresinin sonunda bir ürüne ne yapılacağına dair somut ve kolay uygulanabilir bir yöntem henüz geliştirilemediği için sistem kilitleniyor ve dünyanın farklı ülkelerinde moda atığı yığınlarını görmeye başlıyoruz. Bu bağlamda ilk hedefimiz Nivogo olarak insanların bu bakış açısını değiştirmek, yani sahip olunan veya sahip olmak istenen bir ürünü bir süre kullanıp kullanım ömrü tamamlandıktan sonra geliştirdiğimiz modellerle bu ürünleri tekrar kullanım döngüsüne yeniden dahil edilebileceğini anlatmak. Bunun içselleştirilmesini sağlamak bütün endüstri için yapısal bir devrim olacak.

Ancak, mevcut durumda modada sürdürülebilirlik belli bir sosyoekonomik sınıfa sıkışmış durumda. Sürdürülebilir bir yaşam tarzının “olmazsa olmazları” olarak bize sunulan birçok şey maalesef orta-alt gelir grubunun ajandalarında yer edinemiyor.

Döngüsel Ekonomi Girişimi Hikayesi: Nivogo

Daha sürdürülebilir tercihlerin daha pahalı olduğu bir dünya ise günün sonunda toplumun geneli nezdinde romantik kabul ediliyor. Nivogo’nun kendine biçtiği rollerden biri de bunu değiştirmek. Bizler sürdürülebilirliğin herkes için aynı zamanda kazançlı da bir şey olduğunu ve döngüsel ekonomi ile herkesin kaliteli ürünleri daha erişilebilir fiyatlarla güven içinde kullanabilmelerine imkân sağlıyoruz. Bu hedefle de sadece belli bir gruba değil, toplumun tamamına konuşuyor ve hizmet veriyoruz.

Başarı hikâyesi olarak tanımladığınız işleriniz neler?

Gezegenimiz için yarattığımız sosyal etki, paydaşlarımıza yarattığımız ekonomik faydalar ve yatırımcılarımıza sağladığımız hızlı büyümeyi başarı olarak sayarsak yanlış olmayacaktır. Ancak rakamların ötesinde motivasyonel olarak da gerçekten başarılı hissettiğim anları derleyecek olsam aklıma 2 örnek geliyor.

Bunlardan ilki, 2023 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın davetiyle ülkemizi G20 DIA Zirvesi kapsamında Hindistan’da temsil etme şansı yakaladık ve ülkemize “döngüsel ekonomi” dikeyinde Avrupa’nın 1 Numaralı Döngüsel Ekonomi Girişimi ödülünü getirdik.

Yarattığımız etkinin böylesine büyük ve global bir etkinlikte topladığı takdir hem Nivogo hem de ülke adına çok gurur vericiydi.

Bir diğer başarı ise, zanaatkâr sayısının her geçen gün azaldığı bu dönemde ekonominin dışında kalan kadınlar için başlattığımız ve dileyenlerin terzi/lostra gibi meslekler edinebildiği Nivo Akademi’nin ilk mezunlarını verdiği gündü. O gün benim için çok değerliydi.

Sektörünüzde start-up kurmayı hayal edenlere vereceğiniz tavsiyeler neler?

Döngüsel Ekonomi Girişimi Hikayesi: Nivogo

Öncelikle gezegenimizde gördüğümüzden ve hatta tahmin edebileceğimizden çok daha fazla çözülmesi gereken sorunumuz var. Dolayısıyla algılarımızı bu doğrultuda açık tutmak çok kıymetli. Ancak sadece problemi tanımlamak da yetmiyor, bunu olabildiğince basit ama ölçeklenebilir bir iş modeline dönüştürmek de gerekiyor.

Son olarak da içinde bulunduğumuz makro ekonomik koşulların ve coğrafyamızın da gerçekliğini unutmamak lazım. Günün sonunda gelir ve kâr üretmeyen bir iş modeli orta ve uzun vadede sürdürülebilir olmuyor. Finansal ve ekolojik faydayı ölçeklenebilir şekilde sunabilmek çok kıymetli. Aksi durum; romantize edilmiş girişimci-yatırımcı arasında dünyamıza fayda sağlayamayan ilişkiler silsilesine dönecek bir sarmal haline dönüşmüş oluyor.

Size ilham olan kitap, podcast, Tedx konuşması var mı? Paylaşır mısınız?

“İlham oldu” gibi büyük bir tanımlama yapmasam da Yaşar Kemal’in İnce Memed’i ve Amin Maalouf’un Afrikalı Leo’su bende çok yer edinmiş karakterler.

Aynı şekilde Derek Sivers’ın “How to start a movement” konuşması da yıllardır delilik sayılabilecek her fikrimde ve kararımda aklıma gelir, beni cesaretlendirir.

Cemre Bosnalı Zeydanlı
Cemre Bosnalı Zeydanlı Tüm Yazıları