preloader

Mina'nın Çocukları Projesi: Kolektif "Hafıza" Sergisi

09.09.2021
Mina'nın Çocukları Projesi: Kolektif "Hafıza" Sergisi

Yazı Boyutu:

Mina’nın Çocukları Projesi, Kolektif “Hafıza” Sergisi ile herkesi sevginin gücüyle ortak bir hafızada buluşmaya çağırıyor. Mina’nın Çocukları Projesi Destekçisi ve Mina’nın Annesi Beril Başaran, serginin küratörü Ayça Okay ve projenin yaratıcılarından bursiyer Gülsen Genç ile sohbet ettik.

Mina’nın Çocukları Projesi Destekçisi ve Mina’nın Annesi Beril Başaran

“Mina’nın Çocukları Projesi” çok önemli bir amacı olan, kişisel olarak ise sizin için çok büyük bir anlam taşıyan bir proje. İlk adımı nasıl atıldı bu projenin?

Proje, Mina ve arkadaşlarının anısına TÜKD İstanbul Şubesi ile yaşam yolunda destek olduğumuz 11 genç kız üniversite öğrencisinin bana hediyesi olarak, Eylül 2018 yılında Bodrum’da ilk adımlarını attı. 2018 son ayları itibariyle de artık kapsamlı bir sosyal sorumluluk projesine dönüştü.

Proje aynı destek olduğumuz genç kızlar gibi Türkiye’nin dört bir yanından 10-14 yaş arası ihtiyaç sahibi çocukların maddi ve manevi gelişimlerine destek olmak, kendilerine güven duymalarını, bedenlerini ve kimliklerini sevmelerini, her türlü ayrımcılığa karşı durabilmelerini amaçlamaktadır.

Mina'nın Çocukları Projesi: Kolektif

Yiğit Yazıcı, RTU239621, Tuval üzerine akrilik, 180x180cm

İki aşamalı tasarladığımız projemizde yaşamlarına anlamlı değerler kattığımız kızlar, çocuklarımıza daha faydalı olmak adına her yıl eğitim-öğretim senesi boyunca ayda iki defa olmak üzere Baltaş Grup ve ekibinden, uzman eğitmen ve psikologlardan; çocuklarla nasıl iletişim kurulur, çocukların zihinsel gelişim basamakları, sosyal ortama uygun davranış modelleri, zeka geliştirici oyunlar oynamayı öğrendiler. Her iki senede bir periyodik olarak tamamlanan projemizde 2020 Eylül ayı itibariyle 20 çocukla yolumuza devam ediyoruz.

Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) ile nasıl bir araya geldiniz?

Mart 2018 yılında yollarımız kesişti. Dernek geçmişi ve bugüne kadar taşıdığı değerleri ile beni çok etkiledi. 1949 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve öncü üniversite mezunları Süreyya Ağaoğlu, Pakize Tarzi gibi birbirinden değerli eğitimli ve çağdaş kadınlar tarafından temelleri atılan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği, bugün Türkiye genelinde 26 farklı şubesi olan, ülkemizin en köklü kadın kuruluşlarından biridir.

Tüm değer ve öncelikleri ile birlikte de Mina’nın adını gönül rahatlığıyla da yaşatmak adına benim için çok doğru bir dernek oldu.

Mina'nın Çocukları Projesi: Kolektif

Erdil Yaşaroğlu, Deniz Kızı, 2019, Polyester ve beton kaplama, 150x120x170cm, Edisyon 2+1 AP

Mina’nın Çocukları Projesi kapsamında gerçekleşen Kolektif “Hafıza” sergisi nasıl bir fikirle ortaya çıktı, ilhamını nereden alıyor?

Sergi fikri, bilim ve sanatın bir arada yol almasının önünü açmak ve fayda sağlamak adına ortaya çıktı. Tüm insanların birbirine bağlanabilme ve kocaman bir ağaç gibi kolektif bir hafıza oluşturabilme ihtimali ile de serginin teması küratörümüz Ayça Okay tarafından belirlendi.

Sergide yer alan on bir sanatçının resim, heykel, enstalasyon, video ve veri görselleştirme temelli eserleri disiplinler arası diyaloğun yoğun olduğu, çok sesli bir seçkide kolektif hafızayı merkeze alarak kamu ile buluşturuyoruz.

{774266}

Global sorunların tam ortasında olduğumuz bu çağda, insanların birbirlerine bağlanması büyük önem taşıyor. Sanatla insanlarda bir bağ yaratmak size ne ifade ediyor?

Son dönemde meydana gelen ekolojik dengesizliğin yarattığı yıkım, yangınlar, iktidar savaşları, salgın hastalıklar gibi felaketler nedeniyle birlik olmaktan gittikçe uzaklaştığımız zor zamanlardan geçiyoruz. Sanatın iyileştirici ve dönüştürücü gücüne inanıyorum. Ve olabildiğince herkese ulaşmasını istiyoruz. Mekanının, alanların hafızası ile de bütünleşen eserlerle yarının bugünden daha iyi olacağına dair umutla, koşulsuz sevgi ve iyilikle ortak bir hafızada aynı duygularla birbirimize bağlandığımız bu sergi benim için çok değerli. Sanat kendini ifade etme biçimiyse ben de sanat aracılığıyla değer verdiğim sosyal sorumluluk projeleriyle ifade etmeye çalışıyorum.

Mina'nın Çocukları Projesi: Kolektif

Gelecek için başka ne gibi projeleriniz var?

Kolektif “Hafıza” sergisi ile önümüzdeki dönemde sanat öğrencilerine de eğitim dönemi boyunca maddi-manevi desteklenmek üzere projemizin sosyal, kültürel, teknolojik açıdan gelişmesine bir de sanatı ekleyerek çok yönlü olarak yolumuza devam etmeyi planlıyoruz.

Sergimizdeki sanatçılar da artık ‘Mina’nın Çocukları’ ailesine katıldılar. Onlarla beraber kızların, çocukların bir arada olduğu atölyeler buluşmalar planlıyoruz.

Bilim ve sanatın bir arada yol alması için de destekçilerimiz, sanatçılarımız ve TÜKD ile birlikte daha da büyüyerek yol almayı hedefliyoruz.

Sergi Küratörü Ayça Okay

Serginin temasından bahseder misiniz? Eserler hangi konulara dikkat çekiyor?

Kolektif “Hafıza” sergisi, birlik olarak hafızamızı iyi düşünce ve mitlere temellendirilerek daha insancıl ve olumlu koşullarda yaşanabilir bir toplum tasarımına ulaşılmasını sağlamaya davet etme misyonu ile kamuyla buluşan bir sergi. Bu çerçeve altında sergimiz, birlik olarak geçmişin kötü anılarının dönüştürülerek iyileştirildiği ve geleceğe aktarıldığı yeni dünyamızı yaratma motivasyonu veriyor.

Mina'nın Çocukları Projesi: Kolektif

Pınar Akkurt, Kilim, 2017, Kavanoz kapakları, 140x205cm

Bireyler bir anıyı canlandırmakta yetersiz kaldığında kolektif hafızaya başvurur. Serginin hazırlık sürecinde tesadüfen ya da planlı bir şekilde bir araya gelen herkesin ortak birikimi ve anıları serginin iskeletini, kavramsal çerçevesi ve ruhunu oluşturuyor. Sergide on bir değerli sanatçının resim, heykel, enstalasyon, video ve veri görselleştirme temelli, disiplinler arası diyaloğun yoğun olduğu, çok sesli bir seçki yer alıyor.

Karma sergide 11 sanatçının yer almasının arkasındaki projeyi anlatır mısınız?

Mina’nın Çocukları Projesi ve Kolektif “Hafıza” sergisi Mina Başaran ve 10 arkadaşının anısını yaşatmak amacıyla gerçekleşiyor, bu nedenle 11 sayısı bizim için çok önemli. Sanatçı sayımızda, seçtiğimiz tarihlerde, ‘11’ genç kız üniversite öğrencisi ile ilerlemekle de aslında anılarını farklı şekilde de yaşatıyoruz.

{774238}

Sanatçılar hangi türden eserler sergiliyor?

Sergide plastik ve yeni medya eserler birbiriyle konuşuyor, bu nedenle multidisipliner bir seçki diyebiliriz. Seçkide Ardan Özmenoğlu ‘İlelebet’ isimli post-it kağıtlarından Atatürk portresi, Erdil Yaşaroğlu ‘Tavşan Kulesi’ ve ‘Deniz Kız’ı heykelleri, Ouchhh veri görselleştirme heykeli, Mario Klingemann‘ın bir NFT eseri, Leyla Emadi’nin tipografik bir enstalasyonu, Mert Ege Köse’nin heykeli, Pınar Akkurt’un ileri dönüştürülmüş kavanoz kapakları kullarak dokuduğu çağdaş kilim, Fırat Engin’in mekana özgür ürettiği keten keten kumaş bayraklardan kahramanlar geçidi, Yiğit Yazıcı’nın resmi, Ramazan Can’ın ‘I am a Stranger of This Place’ isimli halı üzerine neon ışıkla çalıştığı eseri ve Didem Erk’in sütur tekniği ile diktiği sansürlenmiş kitaplardan bir seçkisi yer alıyor.

Mina'nın Çocukları Projesi: Kolektif

Fırat Engin

Pozitif enerji ile uyumlu olan Kolektif “Hafıza” sergisine paralel olarak başka etkinlikler de düzenleniyor. Bu “sanat haftası”nda başka neler görülebilir?

Mina’nın Çocukları Projesi için sanat yalnızca projenin kocaman kollarından birisini temsil ediyor. Sergi fikri, bilim ve sanatın bir arada yol almasının önünü açmak ve fayda sağlamak adına ortaya çıktı. Bu noktada sanatın yarattığı enerjiyle dikkat çekip, bu projeyi tanıtmak ve başarılı bursiyer kızlarımızla çağdaş sanatı buluşturma arzusu Kolektif “Hafıza” sergisinin iskeletini oluşturdu. Daha da fazlası eklenecek, kolektif olarak büyüyecek ve kitlelere fayda yaratmaya imkan sağlayacak. Buna paralel olarak önümüzdeki dönem sanat öğrencilerine de destek olunacak. Ve bunun daha başlangıç olduğunu söyleyebilirim.

Mina’nın Çocukları projesinin yaratıcılarından Gülsen Genç

Biraz sizi tanıyabilir miyiz? TÜKD İstanbul Şubesi ve Mina’nın Çocukları Projesi sizin için ne anlam ifade ediyor?

Merhaba ben Gülsen Genç. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi yüksek lisans öğrencisiyim. TÜKD İstanbul Şube benim için hayallerimi ve kendimi gerçekleştirebilmek adına yaşamıma değer katan destekleyici bir aile. Derneğimizin tüm bu eğitim dönemi boyunca gelişimimize katkı sunan eğitsel ve kültürel faaliyetlerinin sonuncunda zaten var olan sosyal sorumluluk bilincimiz üretime geçebilecek cesareti, umudu ve desteği buldu. Mina’nın Çocukları’nın temellerini henüz öğrenciyken, ekonomik özgürlüğümü kazanmadan atabilmem için bana olağanüstü bir fırsat sundu. TÜKD İstanbul Şube, Türkiye’nin dört bir tarafından çocuklarla buluşabilmek için bana güvenen ve maddi-manevi desteğini projeyi yürüten biz üniversite öğrencilerinden eksik etmeyen birbirine sevginin en sağlıklı halleriyle bağlı kocaman bir aile. Mina’nın Çocukları benim için umudun kaynağı. Çünkü çocukların ışıl ışıl parlayan gözlerinde, onlara şefkatle uzanan bir elin sıcaklığında özlerinde yatan; kadın- erkek eşitliğine, doğa ve insan sevgisine, barışa ve kardeşliğe olan inançlarını gözlemlemek geleceğe dair umutlarımı güçlendiriyor.

Mina'nın Çocukları Projesi: Kolektif

Ouchhh, 2021, UN_AI DATA PAINTINGS, Veri Görselleştirme Heykeli, 4’, NFT

TÜKD İstanbul Şubesi Mina’nın Çocukları Projesi, dezavantajlı kız çocuklarına nasıl destek oluyor?

10-14 yaş aralığında olan dezavantajlı çocuklarımızın maddi ve manevi gelişimlerine destek olarak, onlarla gerçekleştirdiğimiz her biri özenle seçilmiş faaliyetleri uygularken( film izlemek, kitap okumak, müze gezmek, sokaklara mama ve su kabı koymak…) sevgimizi ve ilgimizi onlarla paylaşıp özne çocuk anlayışından beslenerek yaşamlarına değer katıyoruz. Onları gözlemlediğimiz tüm bu sürecin sonunda ilgileri ve isteklerine göre arzu ettikleri bir kursa yazılmalarını sağlıyoruz. (Piyano, gitar, melodika, voleybol…) Pandemi sürecinde eğitim haklarının kesintiye uğramaması için onlara tablet hediye ediyoruz bunun yanında da basit ve temel düzeyde kod eğitimi vererek 21.yüzyılın gereklerine ayak uydurmalarını sağlıyoruz. Ama en önemlisi günün sonunda onların kendine güvenen ve değer veren çocuklar olduğunu gözlemlemek oluyor.

Sizin için bu sergide yer almanın önemi nedir?

Benim için bu sergide yer almak birlik ve barışın sesini sanat yolu ile duyurabilmek, ortak ve sosyal kültürel bir alan yaratarak eşit şekilde sanata ulaşabilmek adına sevginin, emeğin, kolektif bir üretimin iyileştirici gücünü ifade ediyor.

OGGUSTO
OGGUSTO Tüm Yazıları