Marina Abramović'in Akış Sergisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Yazı Boyutu:
Perfomans sanatının babaannesi Marina Abramović, Sakıp Sabancı Müzesi’nde sanatseverleri bekliyor. Sergi hakkında bilinmesi gerekenleri öğrenin.
Performans sanatı, 1960 yıllarında yaygınlık kazanan, kavramsal sanata bağlantılı olarak sürdürülmüş bir sanat hareketidir. Bu sanat türünde beden bir anlatım aracıdır ve çoğunlukla performans sanatçıları kendi bedenlerini kullanırlar. ‘Happening’ ya da ‘Oluşum’ olarak da isimlendirilir. Action Painting-Eylem Resmi, Body Art -Vücut Sanatı, Fluxus, Beden Sanatı gibi başlıklar altında çeşitli sınıflara da ayrılır.
Performans sanatçısı insan bedenini kullanırken bir yandan da sanat izleyicisini düşündürmeye sevk eder. İletmek istedikleri mesajların konuları genellikle cinsiyet, cinsellik, ırk, etnik köken, üreme hakları, kadın-erkek eşitliği, sosyal problemler, politik sorunlar, şiddet ve güzelliktir.
Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) ve Akbank Sanat birlikteliğiyle dünyanın en ünlü performans sanatçısı Marina Abramovic retrospektif sergisi İstanbul’da. Retrospektif video performanslarının yanı sıra Marina Abramovic Institute (MAI) iş birliğiyle gerçekleşen canlı performansların izlenebileceği bir ortam sunuluyor.
31 Ocak-26 Nisan tarihleri arasında gerçekleşecek olan Akış/Flux isimli serginin amacı performans sanatının izleyiciye ulaştırmak ve anlaşılır kılmaktır. Abramovic’in de belirttiği gibi performans sanatına daha geniş bakış açısıyla bakmak ve hissetmek gereklidir.
Akış/Flux sergisi daha alt kattaki salonlara geçmeden evvel müzenin girişinde bizleri kırmızı bir halı karşılıyor. Oscar törenlerinden alışık olduğumuz ‘ünlü insan’ bu sefer halının üzerinde değil, altında. Topuklu ayakkabıları ve şık giyimli genç hanım halının altında kıvrılmış, uyuyor. Kırmızı halı performansı alışık olduğumuz kodları yok ediyor, düşündürüyor ve de sorgulatıyor. Dilek Champs isimli performans sanatçısı, ‘Kırmızı Halı’ gösterimini 22 gün boyunca günde 8 saat süreyle gerçekleştirecek.
Sergi üç bölümden oluşuyor: ilk katta Marina Abaramovic’in yaklaşık elli sene boyunca ürettiği performansların video ve fotoğraf belgeleri Fransız küratör Serge Le Borgne tarafından sanatçının kendisi ile birlikte hazırlanan bölümde sergileniyor. Rhtyhm 0 (Ritim 0), Rhtyhm 10 (Ritim 10) ve The Artist is Present (Sanatçı Burada) gibi Abramović’in zihninin ve bedeninin sınırlarını zorladığı, daha önceden duyduğumuz, bildiğimiz ve seyrettiğimiz ikonik çalışmaları sanatçının erken dönem resim çalışmalarıyla beraber sunuluyor. Sanatçının eski performanslarını izlerken ve hayat hikayesine de aşina olduğumuzdan yapılan performansı daha içselleştirebiliyoruz.
Bütün kaygı ve yoksulluklar, kendine işkence etmeler, korku, cefa, tüm edilgi ve hastalıklar zaman değil mi? Zamanı aşacak olduğumuz sırada, zamanı düşüncemizden söküp attığımız zaman veya atacak olsak, yokmuş gibi düşünsek, işte o zaman dünyanın tüm ağırlığını, dünyadaki tüm düşmanlıkları kaldırmış, yenmiş olmaz mıyız, olmuyor muyuz?
Hermann Hesse, ‘Siddhartha’ kitabından alınan cümleleri Abramovic’in her performans sonrasında değişip, dönüşmesini ve zamanın önemli bir etken olduğunu bizlere hatırlatıyor.
Abramović’in yarı değerli taşları kullanarak ürettiği enerji odaklı obje ve eserlerden Shoes for Departure (Yola Çıkış Ayakkabıları), Sakıp Sabancı Müzesi Resim Koleksiyonu’nda yer alan İzzet Ziya’nın Deniz Kıyısın’daki Kız isimli eseriyle ilişkilendirilerek beraber sergileniyor. 1991 yılında gerçekleşen bir performansla 1917 yılında yapılmış bir yağlı boya tablo sanat izleyicisine aynı huzuru, sakinliği deneyimleme imkânı sunabiliyor.
1995 yılında gerçekleştirdiği ‘Soğan’ isimli performansında Abramovic yakın plandadır, uzağa bakar ve elinde bir soğan vardır. Tırnakları ve dudakları parlak kırmızı boyanmıştır. Yavaşça soğanı ağzına götürür ve bir ısırık alır. Soğanı yerken, dış-ses olarak, kendisi, şu cümleleri söyler:
“Bir uçaktan diğerine koşturup durmaktan yoruldum. Bekleme odalarında beklemekten… Garlardan, istasyonlardan, hava alanlarından… Sonu gelmeyen pasaport kontrollerinden yoruldum. Alışveriş merkezlerinde hızlı hızlı alışveriş yapmaktan… Kariyerimle ilgili karar vermekten: Müze ve galeri açılışlarından, sonu gelmeyen davetlerden, elimde bir bardak suyla sohbete katılıyormuş gibi yapmaktan yoruldum. Migren krizlerinden yoruldum. Yalnız otel odalarından: Oda servisinden, uzak mesafe telefon görüşmelerinden, kötü televizyon filmlerinden yoruldum. Sürekli yanlış adama aşık olmaktan yoruldum. Burnum çok büyük, kalçalarım çok geniş olduğu için utanmaktan; Yugoslavya’daki savaş yüzünden utanmaktan yoruldum. Gitmek istiyorum. Telefonla ya da faksla ulaşılamayacağım bir yere. Yaşlanmak istiyorum, çok ama çok yaşlanmak, böylece hiç bir şeyin önemi kalmasın istiyorum. Gerçekte ardımızda ne olduğunu görmek ve öğrenmek istiyorum. Artık hiç bir şey istememek istiyorum.”
İkinci kat ise serginin perfonmans bölümü. Türkiye’den ve 4’ü davet üzerine yurtdışından gelen 16 sanatçının 15 uzun süreli canlı performansı yer alıyor. Sanatçılar Arda Cabaoğlu, Bahar Temiz, Dilek Champs, Evren Kutlay, Halil Atasever, İlyas Odman, Merve Vural, Metehan Kayan ve Umut Sevgül, Murat Adash, Murat Ali Cengiz, Şebnem Dönmez ve projeye davet edilen Maria Stamenkovic Herranz, Nancy Stamatopoulou, Nezaket Ekici ve Virginia Mastrogiannaki’nin performansları müzenin ziyarete açık olduğu her gün, günde sekiz saat kesintisiz olarak Sakıp Sabancı Müzesi galerilerinde ziyaretçiler tarafından izlenebilecek.
Marina Abramovic’in de öğrencisi olan Nezaket Ekici Galeri 2’de ‘Devam Eden Çalışma-Kişisel Harita’ adlı performansında, 250’yi aşkın çivi, çekiç ve kırmızı sicimle, ağ ören örümcek misali, beyaz ahşap bir panele işler ve kişisel dünya haritasını oluşturur. İzleyicileri performansa katılmaya teşvik ederek bu eylemine onları da çeker. İzleyici olarak Nezahet Ekici’yi yakından tanıma imkânı bulurken bir yandan da kendimizi performansın içinde buluruz.
Serginin en keyifli, kendinizle baş başa kalabileceğiniz bölüm ise üçüncü kat. Marina Abramović’in eğitmenlik kariyeri boyunca araştırmaları ve seyahatleri ile zenginleşerek sanatçılar için geliştirdiği ve sonrasında herkese sunduğu Marina Abramović Metodu kısmı. Farklı felsefe ve tekniklerle ziyaretçilerin bizzat katılımla ortak bir tecrübe yaşadığı “Metot” bölümünde ziyaretçiler hareket, hareketsizlik ve konsantrasyona odaklanan deneyimler yoluyla zaman ve mekân içerisinde bulunabilmek üzere bir keşif yolculuğuna çıkmaya davet ediliyor. Performans sanatçıları ile birlikte yaşacağınız bu deneyimleme de kendinizi, performans sanatını ve sanatçısını daha iyi anlama ve tanıma olanağı bulacaksınız.