Hollandalı Sanatçıların Paris’te Bıraktığı İzler

•

12.10.2017

Hollandalı Sanatçıların Paris’te Bıraktığı İzler

Yazı Boyutu:

<a href="http://www.vangoghmuseum.nl" target="_blank">Van Gogh Müzesi</a>’nde 13 Ekim’de açılan The Dutch in Paris (1789 – 1914) sergisi, 20. yüzyılın başında Paris’te çalışmış Hollandalı sanatçıların eserlerine odaklanıyor. 7 Ocak 2018’e kadar açık olacak sergide, başta <a href="https://oggusto.com/blog/detay/2292/vincent-van-gogh-hayati-eserleri-ve-bilinmeyenleri.html#" target="_blank">Vincent Van Gogh</a> olmak üzere Jongkind, Van Dongen ve Mondriaan'ın tabloları görülebilecek. Paris’e kuzeyden gelen ressamları etkileyen Pablo Picasso ve Claude Monet kadar, Hollandalı sanatçıların da Paris’e bıraktıkları izler de eserlere yansıyor.

Sluijters

The Dutch in Paris sergisindeki 130 eser, 1789 ve 1914 yılları arasında çalışmış Géricault, Monet, Degas, Van Gogh, Cézanne ve Braque gibi dev isimler ile günümüzde unutulmuş Van Dael, Jongkind, Sisley, Kaemmerer, Breitner ve Sluijters gibi sanatçıların çalışmaları ve birbirlerine olan etkilerine ve dostluklarına odaklanıyor.

Monet

{77840}

Paris’te empresyonizm ve pointilizm ile tanışan Van Gogh, eserlerinde daha açık renkler kullanmaya başlarken, bu resim tekniklerini benimsediği de sergide görülebilecek. Geniş fırça darbeleri ile empresyonist akımını yansıtan çalışmaları ve fırça ucu ile nokta olarak sürdüğü boya ile pointilizmin öncüsü Seurat’nın eserlerinden etkilenmesi sergide yer alıyor. Hollandalı Jongkind’in tabloları da sergilenirken, sanatçının Monet, Boudin ve Sisley’e tuval üzerinde ışığı yakalama tekniklerini öğrettiği de hatırlanacak.

Seurat

Farklı koleksiyonlardan bir araya getirilen çalışmalar arasında Van Gogh’un Montmartre’ın ana caddesi olan Boulevard de Clichy ile yaşadığı Rue Lepic köşesini gösteren ikonik eseri ile Degas’nın ünlü bale çalışmalarından etkilenen Breitner’ın “Ballet Dancer” tablosu sergide yer alırken, Hollanda’ya dönen sanatçının, Fransız empresyonizmini yurduna getirmesi ile de önem taşıyor.

Breitner

Kees van Dongen’in 1911 yılında “Mavi Elbise” portresini, Edouard Manet’nin 45 yıl önce fonu olmadığı için sansasyon yaratan ve oyun kağıdına benzetilen “Flüt Çalan Çocuk” tablosundan ilham alarak resmederken, verilen pozun benzerliği de dikkat çekiyor.

Edouard Manet

Farklı dönemlerde çalışmış Degas, Toulouse Lautrec, Picasso ve Van Gogh, Paris’in gece hayatını resmettikleri eserler arasında, 1915 tarihinde yasaklanana kadar absinthe’in sanatçılar tarafından ortak konu olarak sıklıkla kullanılmaya devam etmesi de görülebilirken, bu eserlerdeki kişilerin çoğunlukla sağa dönük olmaları da dikkat çeken benzerlikler arasında sayılıyor.

Van Gogh
</div>

Manet
</div>
</div>

{88134}

Ressamlar arasındaki dostluğa odaklanan sergide, büyük değişim geçiren Paris’in silueti, sanatçıların fırçasından görülebilir. Mimar Haussmann’in şekillendirdiği bulvarlar, Folies Bergères gibi gece hayatında önemli yer tutan müesseseler ve yeni sanatın doğduğu mahalle olan Montmartre’ın artık tanınmayacak kadar değişen halini hatırlatan eserler sergide yer alacak.

Van Gogh