Rembrandt: Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri
Yazı Boyutu:
Dört yüzyıl önce doğan dahi Rembrandt kimdir? Gece Bekçileri, Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi ve Emmaus’ta Akşam Yemeği gibi ikonik eserler hakkında bilmeniz gerekenler neler? Rembrandt aydınlatması kimler tarafından kullanılır? Hepsinin cevabını ve çok daha fazlasını sizin için yazdık.
Rembrandt Kimdir?

15 Temmuz 1606’da doğan ünlü ressamın gerçek adı, Harmen’in oğlu Ren’li Rembrant anlamına gelen Rembrant Harmenszoon van Rijn olarak Leiden şehir kayıtlarında bulunmaktadır. Sanatçı, 1633 yılında adına D harfini ekleyerek kendisini “Rembrandt” olarak tanımlamıştır. Hollanda’nın Altın Çağ ressamları arasında akla gelen sanatçı, özellikle portreleri ile öne çıkarken, o dönemin yaşam koşullarına ışık tuttuğu için de ayrıca önem taşımaktadır.
Rembrandt’ın Hayatı

Tüm yaşamını Hollanda’da geçiren sanatçı uzun yıllar en tercih edilen ressam olarak büyük başarılara imza atmıştır. Eşi Saskia ve çocuklarını kaybettikten sonraki savruk yaşantısı ve değişen eser tercihlerine ayak uyduramadığı için sefalet içinde 1669 yılında vefat etmiştir.
Rembrandt’ın Eserleri
Sanat tarihinin en verimli kariyerlerinden birine sahip olan Rembrandt, 600’ün üzerinde tablo ve 2000’e yakın yaptı. Tüm bunlar arasında ise klasik statüsüne ulaşmış çok sayıda ikonik eser yer alıyor.
Gece Bekçileri

En ünlü eseri Gece Bekçileri (The Night Watch) olarak bilinen “Kaptan Frans Banning Cocq ve Willem van Ruytenburch’ın İkinci Bölge Milis Kuvvetleri” tablosu, Rembrandt’ın en ünlü tablosu sayılmaktadır. Gece resmedildiği düşünülen tablo, tamamlandığı 1642 yılından üç yüz elli yıl sonra temizlendiğinde, aslında bir gündüz anını yakaladığı ve kararan verniğin yüzyıllarca seyredenleri yanılttığını ispatlamıştır.

Amsterdam Belediye Sarayı’ndaki duvara sığması için kesilen tablonun orijinalinde, soldaki iki figür ve tabloya derinlik veren merdivenler kayboldu. Kompozisyonun tamamını görmek isteyenler, 1885 yılından beri tablonun evi olan Rijks Müzesi’ndeki küçük eskizi inceleyebilir.

Üç kere saldırıya uğrayan tabloda görülen meleğe benzeyen “Altın Kız” ise eserdeki en sıra dışı kişi olarak dikkat çekiyor. Kemerinde asılı olan tavuk ise askerlerin bağlı olduğu Kloveniers loncasını temsil ettiği ve figürün simasının ise Rembrandt’ın eseri tamamlandığı yıl vefat eden karısı Saskia olduğu düşünülmektedir.
Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi

Rembrandt van Rijn, Amsterdam Cerrahlar Birliği tarafından Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi isimli bu tabloyu yapması istendiğinde henüz 25 yaşındaydı. Doktor Nicolaes Tulp tarafından verilen gerçek bir anatomi dersini resmeden sanatçının tablosunda yer alan diğer isimlerin çoğu ise doktorlar değil; orada bulunmak için para ödeyen halktan insanlardı.
Resimdeki kadavranın insan anatomisine uygunluğu tartışılsa da kimliği hakkında hemen herkesin ortak bir kanısı var. 1632’de hırsızlıktan idam edilen Adriaen Adriaans’a ait olan kadavra dışında herkesin yüzünü aydınlatan ışık, Rembrandt’ın imzası haline gelen tekniğini yansıtıyor.
Emmaus’ta Akşam Yemeği

An itibariyle Paris’teki ikonik Louvre Müzesi’nde sergilenmekte olan Emmaus’ta Akşam Yemeği, Rembrandt van Rijn tarafından 1648 yılında tamamlandı. İncil’de anlatılan ve daha önce Caravaggio ve Titian gibi ressamların tablolarına konu olmuş bir sahneyi resmeden Rembrandt, detaylardaki ustalığını gözler önüne seriyor.
İsa’nın kendini aniden beklenmedik bir zamanda müritlerine gösterdiği anı yansıtan tablo, sahnedeki insanların iç dünyalarını da oldukça başarılı bir biçimde yansıtıyor. Rembrandt’ı ondan öncekilerden ayıran unsurlardan biri ise, İsa’yı son derece aydınlık bir şekilde resmetmesine rağmen sahneye yayılan ışığın kaynağı olarak göstermemesidir.
Otoportreleri

Rembrandt için kendi resmini yapmayı seviyordu demek, 100’e yakın otoportresi bulunduğu düşünülürse hiç de yanlış olmak. Bir kısmı karakalem çalışması diğerleri ise tablo ve gravür şeklinde olan bu otoportreler, adeta sanatçının hayatının 40 yıllık bir kesitinin retrospektifi gibi. Rembrandt’ın yıllar içerisinde nasıl değiştiğini gözler önüne seren bu eserler, şu anda dünyanın dört bir yanında sergileniyorlar.
Portreler sadece Rembrandt’in kendisinin değil tekniğinin de yıllar içerisinde nasıl farklılaştığını gösteriyor. Deneysel yaklaşımlardan korkmayan sanatçının bu tutumu, otoportrelerinde de kendisini belli ediyor. Rembrandt’ın bu özellikleri taşıyan çok sayıdaki otoportresinden bir tanesi ise 2020’nin Temmuz ayında Sotheby’s tarafından düzenlenen bir müzayedede 18.8 milyon dolara alıcı buldu.
Gravür Çalışmaları

Zaman zaman sanatçının ünlü tablolarının arasında kaybolsalar da Rembrandt’ın gravürleri aslında başlı başına bir incelemeyi hak ediyorlar. Gravür sanatının gerçek değerini görmesinde büyük katkı sağlayan Rembrandt, kimileri tarafından “Gravürün Babası” olarak da kabul ediliyor. Kendine özgü stilini gravür çalışmalarında da yadsınamaz bir biçimde sergileyen Rembrandt’ın meşhur ışık-gölge tekniğinin en güzel örneklerinden bazıları da bu gravürler içerisinde yer alıyor.
Rembrandt’ın Stili ve İlhamı

Dönem ressamları arasında 90 otoportre resmeden Rembrandt, günümüzde selfie’nin mucidi sayılabilir. Yağlıboya eserlerine ilave olarak, kara kalem ve baskılar da yapan sanatçı, yılların üzerindeki etkisini ölümsüzleştirerek simasının unutulmaması sağlamış.

Ressamlar arasında boyayı bıçak ile tuvale süren ilk sanatçı olan Rembrandt’ın geliştirdiği teknik, “The Conspiracy of the Batavians under Claudius Civilis” tablosunda görülebiliyor. Portrelerindeki başarıyı manzara ve dini tablolarında da başaran sanatçının en önemli özelliği ışık ve gölgeyi eserlerinde daha önce ulaşılmamış mükemmellikte yakalaması sayılmaktadır.
“Haklı olarak Rembrandt’a sihirbaz demişler, kolay bir meşguliyet değil”
– Vincent Van Gogh
Rembrandt Aydınlatma Tekniği

Işığın ve gölgelerin ressamı olarak anılan Rembrandt’ın bu ustalığı sadece resim sanatına değil fotoğrafçılığa da ciddi anlamda etki etmiştir. Özellikle portre fotoğrafçılığında sıkça kullanılan Rembrandt Aydınlatması adı verilen standart şık tekniğine ilham olan sanatçının portrelerinde görülen dramatik aydınlatma, bu teknik sayesinde stüdyo fotoğrafçılığına da taşınmıştır. Sinema filmlerinde de sıklıkla kullanılan bu teknik, yüze güçlü bir ifade katmaktadır.
Ana ışık kaynağının modele cephe 450 den ve yüksek eğimle konumlandırılmasıyla ortaya çıkan bu aydınlatma biçiminde modelin yüzünün neredeyse üçte biri gölgede kalır ve bu sayede etkileyici tezatlık elde edilir. Rembrandt’in portrelerinden tanıdığımız bu tezatlık, bu portrelere olduğu gibi fotoğraflara da karakter katar. İlk defa 1915 yılında ünlü yönetmen Cecil B. DeMille tarafından kullanılan Rembrandt Aydınlatma Tekniği, o günden beri popülaritesini koruyor.
Rembrandt Hakkında Az Bilinen Gerçekler

Rembrandt’ın sipariş üzerine yaptığı, çoğunlukla lonca mensuplarını resmettiği kalabalık tablolarda, kendi simasını da ilave etmeyi ihmal etmemiş. İlk bilinen eseri olan “Aziz Stephen’in Taşlanması” tablosunda, kendisini taşı kaldıran figürün sol kolunun altına yerleştirmiş. Aynı saklambaç oyununu “Gece Bekçileri” de dahil pek çok eserinde oynamıştır.

Başarısını karısı Saskia’nın çeyizi ile birleştiren Rembrandt, Amsterdam’ın şık bölgesinde bir ev alır. Kendine stüdyo olarak ayırıdığı bölümde hem resim yapar hem resim dersleri verir. 1606 yılında inşa edilmiş yapı günümüzde Rembrandt House Museum olarak ziyarete açık olan evde eserlerini görmek ve aynı tekniklerin uygulandığı baskı atölyelerine katılmak mümkün.

Yeni ulaşılan bilgiler ışığında, Rembrandt’ın gözlerindeki stereo vizyon rahatsızlığı onun üç boyutlu görüntüleri çok daha kolaylıkla iki boyutlu olarak tuvale aktarmasına faydalı olmuştur. Gözlerin beraber sağladığı derinlik algısının oluşmamasına sebep olan rahatsızlık, derinlik algısına engel olduğundan, bir ressam için oldukça avantaj sayılabilir.

Bir grup mühendis ve bilim adamı tarafından algoritma ve 3D baskı teknikleri kullanılarak yaratılan “yeni” Rembrandt tablosu görenleri oldukça şaşırtıyor. Ressamın tüm çalışmalarındaki renk, geometri, boya, yüz şekilleri ve insanların baktığı yön incelenerek yapılan kompozisyon müthiş bir gelişme olarak sayılmakta.
Kitap Önerisi: Rembrandt – 500 Görsel Eşliğinde Yaşamı ve Eserleri

Hollandalı usta ressam hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız sanat eleştirmeni ve yazar Rosalind Ormiston tarafından yazılan bu kitap, önemli bir referans kaynağı niteliği taşıyor. 500 görselin yer aldığı kitap, sanatçının özel hayatını ve ilk yıllarına odaklanırken döneme dair de pek çok tarihi bilgi veriyor. Oldukça başarılı bir biyografi olan “Rembrandt – 500 Görsel Eşliğinde Yaşamı ve Eserleri”, ressamın kullandığı tekniklere de mercek tutuyor.